Erkekleri bıktıran davranışlar

Kadınların farkında olmadan yaptıkları, doğru sanılan davranışlar zamanla erkeğin ondan uzaklaşmasına neden oluyor.
Sevgiliniz fazla konuşmayı sevmeyen ve sakin yapıda biriyse sürekli üzerine giderek "Bir derdin mi var? Niçin konuşmuyorsun" gibi













Kadınların farkında olmadan yaptıkları, doğru sanılan davranışlar zamanla erkeğin ondan uzaklaşmasına neden oluyor.

Sevgiliniz fazla konuşmayı sevmeyen ve sakin yapıda biriyse sürekli üzerine giderek “Bir derdin mi var? Niçin konuşmuyorsun” gibi sözlerle onu bunaltmayın. Böyle davrankmakla aslında  iyilik yapılmadığını vurgulayan uzmanlar, erkeklerin kadınlar kadar çok konuşmayı sevmediğine dikkat çekiyor.

Onu çok seviyor ve merak ediyor olabilirsiniz ama bu onu günde 10 kez aramanızı gerektirmez. Özellikle iş yerinden saat başı sevgilinizi arayıp onu kontrol etmeniz zamanla sıkıcı olabilir.   

Hesabı genelde erkekler öder ancak bırakın bunu içinden geldiği için yapsın. Eğer herzaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler. Zaman zaman siz de hesap ödemeyi teklif edin.




Erkekler göz yaşından etkilenir ve hiç bir erkek bir kadını ağlatmak istemez. Ne var ki herşeye aağlarsanız sizinle doğru dürüst konuşamayacak ve her istediğini söyleyemeyecek.



Erkeklerin, içlerinden geldiği gibi davranmayı sevdiğine ve süprizlerle dolu bir hayat istediğine dikkat çeken uzmanlar şunları söylüyor:

“Siz cumartesi akşamının programını 3 hafta önceden yaparsanız, çok sevdikleri süprizleri yaşayamazlar. Fazla üstlerine düşerseniz hareketlerinin kısıtlandığını düşünürler. Uzun zamandır biriyle birlikte olan bir erkek bile özgürlüğünden kolay kolay vazgeçemez. Planlama huyundan vazgeçemiyorsanız, en azından havayı yumuşatın. Ona öneri yapın, emir vermeyin. Böylece kendine de söz hakkın verdiğinizi düşünür ve rahatsız olmaz.”




Malzemeler2 orta boy patates
3 çorba kaşığı Milupa Bebek Yemekleri 7 Tahıllı Gece Tahılı
1 yumurta
2 çorba kaşığı un
½ çay bardağı Aptamil Junior HazırlanışıPatatesler haşlandıktan sonra, yumurta, Milupa Aptamil Junior ve Milupa 7 Tahıllı ilave edildikten







Malzemeler


2 orta boy patates
3 çorba kaşığı Milupa Bebek Yemekleri 7 Tahıllı Gece Tahılı
1 yumurta
2 çorba kaşığı un
½ çay bardağı Aptamil Junior







Hazırlanışı





Patatesler haşlandıktan sonra, yumurta, Milupa Aptamil Junior ve Milupa 7 Tahıllı ilave edildikten sonra blendırda ezilir. Daha sonra minik toplar şeklinde şekil verilerek 180 derecede 15-20 dk kadar fırına verilir. Arzu ederseniz 1 cm kalınlığında tepsiye yayıp piştikten sonra kurabiye kalıpları ile şekil vererek bebeğinize bu leziz karışımı verebilirsiniz.






ALINTI

SL30 - Bitkisel Zayiflama

Piyasaya yeni cikmis olan SL30 hakkinda sizleri bilgi sahibi yapacagiz. SL30 daha cok yeni bir dogal zayiflama urunu oldugu icin saniyoruz bircogunuz tarafindan daha bilinmemekte.

Asagida yer alan yazimizi okuduktan sonra SL30 hakkinda bilgi sahibi olaca




Piyasaya yeni cikmis olan SL30 hakkinda sizleri bilgi sahibi yapacagiz. SL30 daha cok yeni bir dogal zayiflama urunu oldugu icin saniyoruz bircogunuz tarafindan daha bilinmemekte.


Asagida yer alan yazimizi okuduktan sonra SL30 hakkinda bilgi sahibi olacaksiniz.


Kisaca SL30
İçinde akdut, mavi lotus, soya, alıç meyvesi ve yeşil çay özleri bulunmaktadır.


Bu bitkisel karışım metabolizmanızın hızlanmasına yardımcı olur. Artan metabolizma hızı ile vücudunuzun sabit enerji tüketimi ve yağ yakma kapasitesi de artar.


Formülündeki akdut, mavi lotus çiçeği, soya, yeşil çay ve alıç özü kombinasyonu sayesinde SL30;
Metabolizmanızın harekete geçmesine ve düzenlenmesine,


Artan metabolizma hızı ile vücudunuzun sabit enerji tüketimi ve yağ yakma kapasitesinin artmasına,


Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırdığı için diyetleri desteklemeye,


Vücutta biriken ödem ve toksinlerin atılmasına,


Hazmı kolaylaştırmaya ve kan şekerini dengelemeye,


Mide ve bağırsak problemlerinizi hafifletmeye,





Hücre paslanmasını önlemeye (antioksidan) ve ateroskleroz (damar sertleşmesini)�i engellemeye, yardımcı olur.


Neden SL30?
Katkı maddesi içermez. Tamamen doğal bir üründür. Özel olarak formüle edilmiştir.


İlac degildir, sagliga zararli hicbir kimyasal madde icermez.


Herhangi bir yan etkisi yoktur.


SL30 Kullanimi Nasildir?
Yemeklerden önce günde iki kere, bol su ile 2 veya 3 tablet alınız. Daha etkin olması için egzersiz ve diyeti tavsiye ederiz.


UYARI: HERHANGİ BAŞKA BİR REÇETELİ İLAÇ KULLANMAKTAYSANIZ, HAMİLEYSENİZ YA DA BEBEK EMZİRİYORSANIZ DOKTORUNUZA DANIŞINIZ.


NOT : Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız. Serin ve kuru yerde saklayınız. Antihipertansiflerle (hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar) alınırken dikkat edilmelidir. İçeriğinde bulunan bitkisel ekstrelere alerjisi olanların kullanmaması gerekir.


SL30 Icindekiler:
Akdut extraktı - 200mg
Mavi Lotus extraktı - 200mg
Yeşil çay extraktı - 200mg
Soya Lesitin extraktı - 150mg
Alıç meyvesi extraktı - 100mg
Nişasta - 150mg


SL30 bitkisel zayiflama urunu hakkinda daha detayli bilgi almak ve urun siparisi vermek icin SL30 web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Bir tutam maydanoz, bir tutam semiz otu, bir fincan yoğurt ve çeyrek limon suyunu iyice karıştırıp püre kıvamına getirin. Cildinize sürüp, 30 dakika bekletin ve ovarak çıkarın. Haftada 2 gün bu uygulamayı yapın. Dışarı çıkarken de mutlaka güneş koruyucu k







Bir tutam maydanoz, bir tutam semiz otu, bir fincan yoğurt ve çeyrek limon suyunu iyice karıştırıp püre kıvamına getirin. Cildinize sürüp, 30 dakika bekletin ve ovarak çıkarın. Haftada 2 gün bu uygulamayı yapın. Dışarı çıkarken de mutlaka güneş koruyucu krem kullanın.

Lazer, kabaca tek dalga boyunda yoğunlaştırılmış ışık demektir.Belirli dalga boylarındaki lazer ışınları koyu renkli maddeler tarafından tutulmak suretiyle enerjilerini bu maddelere aktararak ısı enerjisine dönüşürler.Bu özellikten yararlanarak lazer ışığ




Ruj makyaj teknikleri

Ruj makyaj teknikleri

bulabildiğiniz en parlak ve en çarpıcı ruju sürünüz. Dudaklarınızın daha dolgun görünmelerini sağlayacaklardır.
· Ruj lekesinin dişlerinize bulaşmasını engellemek için parmağınızı ağzınıza koyup dudaklarınızı kapatınız. Parmağınızı



Ruj makyaj teknikleri


bulabildiğiniz en parlak ve en çarpıcı ruju sürünüz. Dudaklarınızın daha dolgun görünmelerini sağlayacaklardır.
· Ruj lekesinin dişlerinize bulaşmasını engellemek için parmağınızı ağzınıza koyup dudaklarınızı kapatınız. Parmağınızı çektiğinizde tüm fazlalıkları alınmış olacaktır.
· Ruj sürmeden önce E vitaminli dudak koruyucusunu kullanınız.


Bu koruyucu nemlendirir ve dudaklarınızın kurumasını ya da çatlamasını engelleyerek dudaklarınızı besler.
· Rujunuzu faydalı bir biçimde kullanmak için dudaklarınıza bir bez parçası bastırınız. Ruju tekrar sürdükten sonra tekrar hafif bir biçimde siliniz. Bu işlem rujdaki yağları çekip renk tenecikleri ve mat yağları bırakır.





· Yaşınız kırkın üzerindeyse mat rujlardan kaçınmanızı tavsiye ediyoruz. Parlak rujlar sizi daha iyi gösterecektir. Makyaj uzmanları daima dudak kalemi kullanmanızı önerirler çünkü dudak kalemi rujun dudaktan taşmasını engeller.
· Ruj lekesini elbiseden atmak için yüzeye gliserin uygulayıp yavaşça sildikten sonra normal bir şekilde yıkayınız. Devamını oku


Taglar: dolgun dudaklar, dolgunlaştırıcı ruj, Dudak Dolgunlaştırıcı Ruj, dudak kalemi kullanımı, dudak makyajı, dudak parlatıcı, dudak ruj, Kadın ve Güzellik, make up, Makyaj Oyunları, Makyaj Teknikleri, ruj, Ruj Kullanımı, ruj lekesi nasıl çıkar, Ruj Makyaj Teknikleri, Ruj Markaları

Solaryum meraklılarına…

Bembeyaz bir tenle plajda dolaşmak istemeyenler şu günlerde soluğu solaryum merkezlerinde alıyor. Peki bembeyaz bir tene sahip olmak isterken sizi bekleyen tehlikelere hazırlıklı mısınız?

Yapay ultraviyole ışın üreten solaryum bronz tenin yanı sıra çeşit






Bembeyaz bir tenle plajda dolaşmak istemeyenler şu günlerde soluğu solaryum merkezlerinde alıyor. Peki bembeyaz bir tene sahip olmak isterken sizi bekleyen tehlikelere hazırlıklı mısınız?


Yapay ultraviyole ışın üreten solaryum bronz tenin yanı sıra çeşitli hastalıklara olumlu katkı sağlarken, ehil olmayan bilinçsiz ellerde cilt kanserine zemin hazırlayabiliyor.

Haşhaş yağının faydaları

Hazırlanış Biçimi :
Haşhaş gelincikler familyasından bir bitkidir. Haşhaş yağı, haşhaş tohumlarından soğukta sıkılma ile elde edilen, sabit bir yağdır.

İçindekiler :
Papeverin, kodein, tebain, narsoin ve morfin içerir.

Faydaları :
Ağrı kesici ve keyif v



Hazırlanış Biçimi :
Haşhaş gelincikler familyasından bir bitkidir. Haşhaş yağı, haşhaş tohumlarından soğukta sıkılma ile elde edilen, sabit bir yağdır.


İçindekiler :
Papeverin, kodein, tebain, narsoin ve morfin içerir.





Faydaları :
Ağrı kesici ve keyif vericidir. Öksürüğü keser, kabızlığı giderir. Tansiyonu dengeler. Saçın uzamasına yardımcı olur.
Kullanım Şekli :
Günde 2 defa bir çay bardağı suya veya şekere 2-3 damla damlatılarak alınır. Haricen çıbanlara sürülür.
Uyarı : Araç kullananlar dikkatli kullanmalıdır çünkü uyku hali verebilir

Çörek otu

Çörek otunun faydaları

İnsan vücudu, doymamış yağ asitlerini üretemediği için, dışarıdan almaya mecburdur. Bir gram çörek otu yağı, bu açıdan günlük ihtiyacımızı karşılamaktadır. Çörek otunun diğer tesirleri •Çörek otundaki nigellon ve



Çörek otunun faydaları


Utangaçlık Sorunu Ve Çözüm Önerisi

Her 10 kişiden birinde utangaçlık sorununa rastlanıldığı, utangaçların yüzde otuzunun hiç evlenmediği ve tek başına yaşadı belirlendi. Utangaçlık sorunu olanların önemli bir bölümü korkularından kurtulmak için kendini ya alkole ya da uyuşturucu maddeye ve





Her 10 kişiden birinde utangaçlık sorununa rastlanıldığı, utangaçların yüzde otuzunun hiç evlenmediği ve tek başına yaşadı belirlendi.


Utangaçlık sorunu olanların önemli bir bölümü korkularından kurtulmak için kendini ya alkole ya da uyuşturucu maddeye veriyor.


Edinilen bilgilere göre, utangaçlık sorunu olanların en sık başvurduğu yollardan birisi alkol kullanımı. Bir çok kişi, utangaçlığını alkolle eritmeye çalışıyor. Yapılan araştırmalar, aşırı utangaç kişilerde, böyle olmayanlara göre en az iki kat daha yüksek bir oranda alkolizme ve alkol kullanımının yol açtığı diğer sorunlara rastlandığını gösteriyor. Sık başvurulan bir diğer çözüm yolu, topluluk karşısında duyulan sıkıntıyı azaltacak uyuşturucu maddelerin kullanılması olarak gösteriliyor. Bu kişilerin yaklaşık yüzde onbeşi yaşamlarında en az bir kez bir uyuşturucu maddeye bağımlı duruma geliyorlar. Üçüncü bir yöntem, utangaçlık krizine yol açabilecek toplumsal etkinlikleri tümüyle dışlayan bir yaşam tarzı geliştirmek. İş ve okul ortamında ön plana çıkmayı ve kendini göstermeyi gerektiren durumlardan uzak durmak, basit ve göze batmayacak işlere yönelmek bu yaşam tarzının temel taktikleri arasında sayılabilir.


Uzmanlar, her üç yöntemin de küçümsenmeyecek bireysel kayıplara yol açtığını belirterek, şu bilgileri verdi:





“Alkolizmin ve madde bağımlılığının neden olduğu sorunlar herkes tarafından biliniyor. Çok sayıda toplumsal etkinlikten uzak durmaya dayalı bir yaşam tarzının sonucuysa, düşük toplumsal ve mesleki başarı ve yalnızlık. Aşırı utangaç kişiler, içinde bulundukları toplumun ortalamasına göre, daha düşük bir eğitim görüyor, daha az para kazanıyor ve karşı cinse uzak durmalarına bağlı olarak, eş bulmakta daha fazla güçlük çekiyorlar. Bu kişilerin yüzde otuza yakın bir bölümü hiç evlenmiyor ve tek başına yaşıyor. Eğer sorun yalnızca topluluk önünde konuşmakla sınırlıysa, genellikle, kişiyi üç dört saatliğine aşırı utangaçlığın bedensel belirtilerinden kurtaran ilaçlar kullanılıyor. Beta bloker adı verilen bu ilaçlar, yaşanan içsel karmaşayı kalp çarpıntısı, soluk soluğa kalma, ses titremesi ve yüz kızarması gibi yollarla dışa vuran sinirsel ileti sistemini bloke ediyor. Beta blokerlerin sahne sanatçıları arasında yaygın bir kullanımı olduğu bilmiyor. Daha uzun süreli bir rahatlama içinse, beyindeki sinirsel iletimi sağlayan maddeler üzerinde etkili bazı ilaçlar kullanılıyor. Yapılan çalışmalar, söz konusu ilaçların, aşırı utangaçlık hastalığı olan kişilerin yüzde yetmişinde önemli bir düzelme sağlayabildiğini gösteriyor, ilacın yanısıra bazı psikoterapi teknikleri de uygulandığında, bu oran daha da yükseliyor”.


Ultrasound nedir, tıp dilinde Ultrasound

Tıp dilinde, tıp sözlüğünde, tıp terimlerinde Ultrasound ne anlama gelir ?

Ultrasound : İnsan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları.Ultra-ses.



Tıp dilinde, tıp sözlüğünde, tıp terimlerinde Ultrasound ne anlama gelir ?





Ultrasound : İnsan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları.Ultra-ses.

Cerrahi enfeksiyonlar

Sellülit:
Deri, deri altı dokusunun yüzeyel yayılan eritematöz enfeksiyonudur. En sık rastlanılan tipi erizipeldir. Erizipelde etken A grubu  hemolitik streptokoklardır. (Strep. pyogenes) Invazyonun derecesi, mikroorganizmanın salgıladığı streptokinaz



Sellülit:
Deri, deri altı dokusunun yüzeyel yayılan eritematöz enfeksiyonudur. En sık rastlanılan tipi erizipeldir. Erizipelde etken A grubu  hemolitik streptokoklardır. (Strep. pyogenes) Invazyonun derecesi, mikroorganizmanın salgıladığı streptokinaz ve hiyalüronidaz enzimlerine bağlıdır. Strepkokal sellülitin tedavisinde parenteral benzil penisilinler kullanılmalıdır.


Lenfanjit:
Etken yine strep.lardır ve sellülitin daha ilerlemiş halidir. Periferdeki septik bir alandan lenfatik drenaj boyunca kırmızı çizgiler şeklinde görülür. Bölgeyi drene eden lenf bezleri büyür ve süpüre olabilir. Etkilenen ekstremite yüksekte tutulur ve uygun antibiyotik tedavisi başlanır.





Abse:
Bağ dokusunun nekrozuna ikincil süpüre materyelin lokalize kolleksiyonudur. Nekrotik doku ve akut inflamatuar hücreleri içeren pürülan materyal erken dönemde pyojenik bir fibrin membran ile, daha sonra da kronik dönemde, özellikle de antibiyotik etkisi altında fibröz doku ile sınırlandırılır. Pyojenik mikroorganizmalar özellikle de steph aureus abseye neden olur.


Absenin en iyi tedavisi yeterli insizyon ile drenaj ve tüm lokülasyonların açılması, abse yatağının da kürete edilmesidir. Dren ve antibiyotiklerin kullanımı ise tartışmalıdır.


Bakteriyemi ve Septisemi:
Bakteriyemi, dolaşımda canlı bakteri bulunmasıdır. Septisemi ise, bakteriyeminin daha şiddetli klinik belirti veren şeklidir ve kendisini titreme, halsizlik, ateş, toksik tablo ve hipotansiyon ile belli eder.

Eczacı Mustafa Hocadan, gerçekten de büyük, küçük, herkesi işine yarayacak, harika bitkisel öneriler geldi. İlki, bebeği çok gazlı olan anneler için.BEBEKLERDEKİ GAZ İÇİN : Elinizi, çörekotu şişesinin ağzına değdirin. Eline gelen yağı, bebeğinizin diline



Eczacı Mustafa Hocadan, gerçekten de büyük, küçük, herkesi işine yarayacak, harika bitkisel öneriler geldi. İlki, bebeği çok gazlı olan anneler için.

BEBEKLERDEKİ GAZ İÇİN : Elinizi, çörekotu şişesinin ağzına değdirin. Eline gelen yağı, bebeğinizin diline sürün. bu işlemi, günde 4 defa uygulayın. Çörekotu yağı ile, akşam bebeği yatırmadan, karnına masaj yapın. Sıcak bir havlu veya, yün parçası ile, karnını sarın. sabaha kadar bekletin.
Diğer 2 formülümüz ise, öksürük için.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 2-3 yaprak karalahana,
* 2 bardak kaynamış süt,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kaynayan sütün içerisine, kara lahana yapraklarını atıp, 1 dak. kaynatın. süzün. Yetişkinler için, günde 3 defa 1 er çay bardağı, çocuklar için, günde 3 defa 1/2 şer çay bardağı, aylık bebekler için ise, günde 3 defa 1 kahve çakışı içirilmelidir.
Ayrıca, çörekotu yağı ile göğüs ovulmalı, üzerine, bir parça yün konulmalıdır.
KARATURP KÜRÜ
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet siyah turp,
* Çiçek balı ,(eğer nefes darlığı da var ise, çiçek balı yerine, çam balı kullanılır.)
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Karaturpun üst kısmı kesilip, içi bir miktar oyulur. İçerisine çiçek balı konulur. Turp, bir bardağın üzerine konulur. Geceden, sabaha kadar bekletirli. Çocukar için, günde 3 defa 1 er çay kaşığı, büyükler için de, günde 3 defa 1 er yemek kaşığı yenir. Yemeklerden önce aç karnına tüketilir. Çörekotu yağı ile göğüse masaj yapılır. sıcak bir havlu veya bir parça yün konularak, sarılır.

HÜSEYİN ERMİŞTEN KISA NOTLAR

Hüseyin Ermiş’in satır aralarında önermiş olduğu pratik bilgileri sizler için bir araya getirdik. Bu yazımızda da sizlere faydalı olacağına inandığımız bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

* Kara üzüm çekirdeği ve suyu, kan yapıcıdır ve varislere iyi



Hüseyin Ermiş’in satır aralarında önermiş olduğu pratik bilgileri sizler için bir araya getirdik. Bu yazımızda da sizlere faydalı olacağına inandığımız bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

* Kara üzüm çekirdeği ve suyu, kan yapıcıdır ve varislere iyi gelir.
* Anne sütünü artırmak için, bol sulu yemekler yiyip, su için. Rezene çayı tüketin.
* Küçük el kesilmeleride, sızma zeytinyağı ile ovun.
* Unutkanlık için, günnük sakızı oldukça faydalıdır. Hüseyin Ermiş’in unutkanlık derecesine göre önermiş olduğu iki ayrı kürü yayınlıyoruz.
KEMİK KANSERİ İÇİN ŞİFALI KÜR : 1 çorba kaşığı sızma zeytinyağının içine 2 damla elma sirkesi damlatın ve günlük olarak bu kürü kullanın.





Saç Dökülmesine İyi Gelen Yemekler

Saç dökülmesini engellemek için öncelikle saç dökülmesinin kaynağını bulmamız gerekiyor.Genelde saç dökülmesinin kaynağı kansızlık olabiliyor.

Kansızlıkta demir eksikliğine B12 vitaminine veya polik asite bağlı olarak değişebilir.Eğer demir eksikliğine b



Saç dökülmesini engellemek için öncelikle saç dökülmesinin kaynağını bulmamız gerekiyor.Genelde saç dökülmesinin kaynağı kansızlık olabiliyor.


Kansızlıkta demir eksikliğine B12 vitaminine veya polik asite bağlı olarak değişebilir.Eğer demir eksikliğine bağlı kansızlık varsa,et,tavuk,balık,yeşil yapraklı sebzeler,kuru meyvelerikuru yemişler tercih etmek.





B12 vitaminine bağlı kansızlık varsa, özellikle kırmızı eti tercih etmek.Çinko eksikliğimiz varsa yine aynı şekilde et tavuk yeşil yapraklı sebzeleri tercih etmek yararlı olur.Yeşil yapraklı sebzeleri tercih etmek yararlı olur.


Protein açısından zengin gıdalar,yeşil yapraklı sebzeler bu 3 vitamin ve mineralin eksikliğini giderecektir.


Kansızlık daha ciddi bir boyuttaysa eğer ya da çinko eksikliği daha ciddi bir boyutta ise eğer, o zaman takviye almak gerekebilir.Bu yüzden kan tahlili yaptırıp destek almak daha yararlı olacaktır.

Reflü Gastroözefageal özefajit

gastroözefageal reflü aslında özefagus hastalıklarının %75 kadarını oluşturur, ancak kesin tanısı zor olduğu için gerçek insidansı bilinmemektedir. Reflü özefajit, normal gastrik içerik ile özefageal mukozanın anormal şekilde uzun süreli teması sonucu



gastroözefageal reflü aslında özefagus hastalıklarının %75 kadarını oluşturur, ancak kesin tanısı zor olduğu için gerçek insidansı bilinmemektedir. Reflü özefajit, normal gastrik içerik ile özefageal mukozanın anormal şekilde uzun süreli teması sonucu distal özefagusda oluşan kimyasal inflamasyondur. Tüm sağlıklı insanlarda görülebilir. Sağlıklı insan ile reflü özefajit olan hasta arasındaki fark reflü olup olmaması değil, reflü ataklarının sıklığı ve reflü olan materyalin özefagusda kalma süresidir.


Sliding özefageal hernisi olanlarda reflü özefajit sık görülmekle beraber, tek sebep sliding herni değildir. Günümüzde reflü özefajit oluşumunda en önemli faktörün AÖSde oluşan yetmezlik olduğu düşünülmektedir. Mide fundus distansiyonu AÖS basıncında düşmeye yol açmaktadır.


Sağlıklı bir insanda 24 saatlik bir dönemde yutmaların % 5i kadarında reflü olmaktadır ancak özefajit gelişmemektedir. özefajiti olanlarda, sağlıklı insanlara göre daha sık reflü olur ve daha uzun sürer.
özefagusun düşük pHlı gastrik içerik ile karşılaşmasına cevap olarak sekonder peristaltik dalgalar gelişir ve özefagus bu dalgalar sayesinde reflü olan materyalden temizlenir.


özefajitli hastalarda ayrıca özefagusun asitten temizlenme işlemi de defektiftir ve reflü atakları daha uzun sürmektedir. Etki eden faktörler gravite, özefagus motor aktivitesi, salivasyon ve distal özefagusun abdominal bağlantılarıdır.


Normal asit peptik mide içeriği yeteri sürece özefagus ile ilişkide kalırsa hafif dereceli özefajit gelişmektedir. Gastrik ve duodenal içeriğin karışık olarak teması ise ağır dereceli özefajite neden olmaktadır.


AÖS basıncını etkileyerek reflüye sebep olan durumlar:
1- Şişmanlık
2- Tüm antikolinerjik ilaçlar, kafein, nikotin AÖS basıncını düşürür ve reflüye neden olurlar.
3- Skleroderma ya da mikst kollajen vasküler hastalıklar gibi intrensik kas bozuklukları
4- Ösefagusa direkt travma
5- Gebelik


özefajitin sınıflandırılması
Evre 0- Hastalık yok
Evre I- Hafif özefajit, mukoza eritematöz ve bir miktar mukozal ödem var.
Evre II- Orta dereceli özefajit. Evre Ideki tüm değişiklikler mevcut fakat genellikle daha ağır bulgular var ve lineer ülserasyonlar var.
Evre III- Ağır ya da şiddetli özefajit. Ülserasyonlar diffüz ve lineer olarak tanımlanamayacak büyüklükte ancak mukozanın tamamı tutulmamış.
Evre IV- Komplike ya da ilerlemiş kronik özefajit. özefagus duvarı kas yapılarını da içeren ülserasyonlar var ve striktür gelişimi söz konusudur. Komplikasyonlar:
• Akut ödematöz darlık (?)
• özefageal web ya da halka
• Kronik fibröz darlık (striktür)
• Kronik ülser
• Barrett özefagus


Reflü özefajit tanısı:
Reflü özefajitin klasik semptomları, noktürnal regürjitasyonu takiben olan mide yanması, eğilme ve diğer fiziksel hareketler ile mide içeriğinin regürjitasyonu, ağrılı yutma ve tüm şikayetlerin asitli yiyecekler ile artmasıdır.





Hastalar aşırı gazdan şikayet ederler ve şikayetlerini yutkunma ile azaltmaya çalıştıklarını belirtirler. Şişmanlarda daha sık görülür.


Radyolojik Tetkikler:
Hikaye ve F.M.den sonra ilk yapılacak tetkik Balu grafidir. Zenker divertikülü şüphesi de varsa boyun lateral grafileri de çekilmelidir. En iyi tetkik Balu grafidir. Trendelenburg pozisyonu ya da karına yastık konarak görüntü elde edilebilir.


Üst GİS endoskopisi: özefageal yakınması olan tüm hastalarda ve basit tedaviye 1 ayda yanıt vermeyen yanması olan hastalara tanı için mutlaka endoskopi yapılmalıdır.


Özel teknikler:
Komplike özefajitlerde cerrahi planlandığında özefagus motilitesinin de mutlaka değerlendirilmesi gerekir.


24 saat pH monitörizasyonu:
Ölçülen özefagus pHsı 4den az ise reflü tanımlanır.
özefageal ve gastrik sintigrafi: Teknesyum ile işaretlenmiş yumurta oral olarak hastaya verilir ve gamma kamera ile özefagus ve mide serileri alınır. özefageal ve gastrik boşalma semikantitatif olarak ve eğer varsa reflü miktarı ve şiddeti saptanır.


özefageal asit perfüzyon testi (Bernstein testi):
Test, hasta sandalyede oturur iken yapılır. Ucu hemen AÖSin üzerinde olacak şekilde N/G sonda yerleştirilir. 15 dk. Süre ile dakikada 100 damla gidecek şekilde serum fizyolojik solüsyonu verilir. Daha sonra SF yerine 0.1 N HCl solusyonu aynı hızla verilir. Bu değişim sırasında hastanın semptomları artar ise test pozitiftir.


özefajiti olan hastada tedavi:
Tedavi beş kısıma ayrılır:
1- Reflüyü azaltmak için mekanik önlemler: Yatağın başını yükseltmek ve yatmadan 3 saat öncesine kadar bir şey yememek gerekir. Böylece midenin boş olması sağlanır ve reflü azaltılmış olur.
Sıkı giysi giyme, ağırlık kaldırma, eğilme ve karın içi basıncını arttıran her türlü manevra engellenmelidir. Şişman ise zayıflaması önerilir.
2- Sosyal ve diyet alışkanlıklarının düzenlenmesi: Reflüyü arttıran çikolata, alkol, gaz yapıcı maddeler ve karbonatlı içeceklerin alınması kısıtlanır. Sigara bırakılmalıdır. Çünkü AÖS basıncını düşürür ve reflüyü artırır.
3- Gastrik asit veya asit reflünün azaltılması: Antiasit verilmesi yeterli olabilmektedir. H2 reseptör blokerleri ve proton pompa inhibitörleri gastrik asit salgısını düşürür. Aljinik asit özellikle faydalıdır.
4- AÖS basıncını arttıran ajanlar: Ürokolin, metoklopramid ve domperidon AÖS kasılmalarını stimüle eder. Sisaprid özefagus kontraksiyonlarını stimüle eder. Ancak tek başlarına yeterli değillerdir.
5- Antireflü girişimleri:
Cerrahi girişim endikasyonları:
- Medikal tedaviye yanıt alınamaması
- Obstrüksiyon
- Kanama
- Perforasyon
- Barrett özefagusu gelişmesi


En sık kullanılan ameliyatlar:
√ Nissen fundoplikasyonu
√ Belsey Mark IV transtorasik hiatol herni onarımı (2700)
√ Hill median arkuat ligaman posterior gastropeksi

Gülhatmi’ nin Faydaları

Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanılır. Barsak iltihaplarında etkilidir.



Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanılır. Barsak iltihaplarında etkilidir.

İbrahim Saraçoğlu, romatizma hastaları için, iki ayrı kür önerdi. Ama tansiyon hastalığı olanları özellikle uyatrıyor. Kereviz kürünü kesinlikle uygulamasınlar. Romatizma hastaları, beyaz ekmekten uzak dursunlar. Karabaşotu kürünü de, 15 günden sonra uygu



İbrahim Saraçoğlu, romatizma hastaları için, iki ayrı kür önerdi. Ama tansiyon hastalığı olanları özellikle uyatrıyor. Kereviz kürünü kesinlikle uygulamasınlar. Romatizma hastaları, beyaz ekmekten uzak dursunlar. Karabaşotu kürünü de, 15 günden sonra uygulamasınlar. Gelelim kürlerimizin tarifine.

Malzemeler : 1 Tatlı Kaşığı LİMON 1 Tatlı Kaşığı SÜT 1 Tatlı Kaşığı BAL 1 Yumurtanın SARISI 1 Çay Kaşığı DENİZ TUZU Yukarıda yazılı malzemeleri bir kâsede karıştırın. Maskenin uygulanacağı cildin mutlaka çok iyi temizlenmiş olmasına dikkat ed



Malzemeler :


Varis, toplardamarların bozulması ve kanın katılaşması, kan dolaşımının bozulması sonucunda toplardamarların şişmesi şeklinde oluşur.

Varise karşı pratik bitkisel formüller

• 1 litre beyaz ispirtonun içine 4 adet kafirun koyun. Akşam elde edilen karışım



Varis, toplardamarların bozulması ve kanın katılaşması, kan dolaşımının bozulması sonucunda toplardamarların şişmesi şeklinde oluşur.


Varise karşı pratik bitkisel formüller


• 1 litre beyaz ispirtonun içine 4 adet kafirun koyun. Akşam elde edilen karışımı varisli bölgelerinize sürdükten sonra streç filmle sararak yatın.


Ertesi sabah tekrar aynı uygulamayı tekrarlayın.


• Çoban çantası otu, kekik, at kuyruğu otu ve at kestanesinin kabuğu ayrı ayrı ya da hepsini beraber çay gibi demleyerek günde 3-4 su bardağı içilir.


• Fındık yaprağı ve asma yaprağı çayları varise çok iyi gelir.


• 1 bardak kaynar suyun içine, 4 gram rezene konularak 10 dakika bekletilerek günde 2-3 bardak içilir.





• Çobançantası taze bitkisi doğranarak bir kaba konularak üzerine keskin sirke ilave edilerek 10 gün güneşte bekletilir. Elde edilen karışım ile varisli bölgeler hergün aşağıdan yukarıya doğru ovulur.


• 40 derece ısıtılmış 1 kova sıcak suyun içine yarım fincan ezilmiş şap ve 1 fincan karbonat konularak eritilir. Haftada 3 gün 15 dakika süre ile bacaklar dize kadar bu suya konur. Varisler daha yukarı çıkmış ise aynı işlem küvette tekrarlanır.


• Fındık ağacı kabuğu, ceviz ağacı kabuğu ile kaynatılır. Suyu ile varislerin üstüne pansuman yapılır.

Greyfurt ve Faydaları

Greyfurt portakaldan daha büyük tadı ekşi ve biraz da acımsı bir meyvedir.
Bol miktarda C vitaminin yanında A, B, P vitaminleride içerir. Kabuklarından mermelat yapılır, kanamaları önler. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren Greyfurt, kanserin ilerlemesini





Greyfurt portakaldan daha büyük tadı ekşi ve biraz da acımsı bir meyvedir.
Bol miktarda C vitaminin yanında A, B, P vitaminleride içerir. Kabuklarından mermelat yapılır, kanamaları önler. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren Greyfurt, kanserin ilerlemesini de durdurur.


Greyfurt Soğuk algınlığına iyi gelir, karaciğeri çalıştırır, hazmı kolaylaştırır ve iştah açar. Tansiyonu, kolesterolü ve şekeri düşürür.





Sabah aç karna yenildiğinde karın yağlarını eritir. Sabah kahvaltısında içilecek bir bardak Greyfurt suyu, bol idrar söktürür. Bedene ve zihne kuvvet verir. Sıkılarak içilen greyfurt suyu, taze ve sade olarak içilmeli, içerisine şeker katılmamalıdır.

Gazlar

Gazlar

Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir. Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır.



Gazlar





Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir. Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır.

İKBAL GÜRPINAR SOĞAN SUYU FORMÜLÜ

İkbal Gürpınardan, kolayca uygulanabilir, etkili ve aç kalmayo gerektirmeyen bir zayıflama tarifi geldi.
GEREKLİ MALZEMELER : * 4-5 adet kurusoğan* 2,5 lt suHAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Soğanların kabuklarını soyup, elinizle kırdıktan sonra düdüklüde



İkbal Gürpınardan, kolayca uygulanabilir, etkili ve aç kalmayo gerektirmeyen bir zayıflama tarifi geldi.

Yeşim Taşı faydaları

Bolluğun sembolü olarak bilinen yeşim taşının, safra kesesi ve böbrek rahatsızlıkları için iyi geldiği söylenir. Korku ve endişe duyguları için iyi geldiği bilinir. Toksin maddelerinin vücuttan atılmasını sağlar. Denge ve şifa verici etkileri vardır.



Bolluğun sembolü olarak bilinen yeşim taşının, safra kesesi ve böbrek rahatsızlıkları için iyi geldiği söylenir. Korku ve endişe duyguları için iyi geldiği bilinir. Toksin maddelerinin vücuttan atılmasını sağlar. Denge ve şifa verici etkileri vardır.


Şişmanlık; alınan kalori miktarının,yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur.

Tıp dilinde “obesite” denilen şişmanlık:
* ihtiyaçtan fazla besin almak
* yeterince hareket etmemek
* tiroid veya diğer bezlerin ça



Şişmanlık; alınan kalori miktarının,yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur.


Tıp dilinde “obesite” denilen şişmanlık:
* ihtiyaçtan fazla besin almak
* yeterince hareket etmemek
* tiroid veya diğer bezlerin çalışmasında görülen yetersizlikler,
* böbrek veya kalp hastalıkları
* ruhsal yapı
* soyaçekim’den, kaynaklanır.

Bilhassa,sırt,kol,bacakların üst kısımları,kalçalar ve karın bölgesinde aşırı derecede yağ birikir. Yüz ovalleşir; hareket etme kabiliyeti azalır. Dolaşım sisteminde de bozukluklar görülür.


İstatistiklere göre; şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıklar ruhî veya sinirsel hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtilmektedir. Bu nedenle , şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir.


Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir:


Reçete1:
Malzeme: limon,greyfurt,bal,su
Hazırlanışı:3 tane limon ile 2 tane greyfurt,kabukları soyulmadan inci ince kesilir. üzerine, 4 su bardağı su konulur.15 dakika kaynattıktan sonra 3 çorba kaşığı süzme bal ilave edilir.15 dakika daha kaynatıldıktan sonra porselen bir kaba süzülür.sabah akşam , birer su bardağı içilir.





Reçete2:
Malzeme: limon,şeker,su
Hazırlanışı: 1 çay bardağı yeni sıkılmış limon suyuna 1 çorba kaşığı su ile 1 kahve kaşığı toz şeker konur.karıştırıldıktan sonra içilir.


Reçete3:
Malzeme: papatya,limon,su
Hazırlanışı: 4 bardak kaynak suya,1 çorba kaşığı ufalanmış paptya ve kabukları soyulmadan doğranmış 1 limon konur.6 saat bekletildikten sonra süzülür.saat 10:00,15:00 ‘de birer çay bardağı içilir.


Reçete4:
Malzeme:atkuyruğu(tilkikuyruğu,zemberekotu),su
Hazırlanışı: 4 su bardağı kaynak suya 20 gram (1 çorba kaşığı) ufalanmış atkuyruğu konur. yarım saat bekletildikten sonra ince ve temiz bir tülbentten süzülür. saat 10:00,15:00 ve 21:00′de birer çay bardağı içilir.


Reçete5:
Malzeme: kiraz çöpü, su
Hazırlanışı: 6 bardak suya 1 çay bardağı dolusu kiraz çöpü konur.12 saat bekletilir. sonra 15 dakika kaynatılır ve yarım saat bekletilir.süzüldükten sonra saat 10:00,15:00 ve 21:00′de birer çay bardağı içilir.


Reçete6:
Malzeme: biberiye(rosmarinus officinalis),su
Hazırlanışı: 4 su bardağı saf sirkeye 1 avuç biberiye konur.10 gün bekletildikten sonra ince ve temiz bir tülbentten süzülür.sabah akşam birer çay bardağı içilir.


Reçete7:
Malzeme: kanavcıotu(adonis vernalis),su
Hazırlanışı:1 su bardağı sıcak suya 1 tatlı kaşığı ufalanmış kanavcıotu konur.20 dakika bekletildikten sonra süzülür. günde 3 kere birer çorba kaşığı içilir.

Aslında Fitoterapist olan Mustafa Hoca, Yani Mustafa Aydıner, İzleyenlerden çok fazla talep gelmesi üzerine, çocuk sahibi olmak isteyenlere, bitkisel bir macun tarifi verdi. Kendisinin hazırlamış olduğu bu macunu, derleyebildiğimiz kadarıyla bizlerde, siz



Aslında Fitoterapist olan Mustafa Hoca, Yani Mustafa Aydıner, İzleyenlerden çok fazla talep gelmesi üzerine, çocuk sahibi olmak isteyenlere, bitkisel bir macun tarifi verdi. Kendisinin hazırlamış olduğu bu macunu, derleyebildiğimiz kadarıyla bizlerde, sizlere iletmek istiyoruz.

GEREKLİ MALZEMELER :
* Bal, arısütü, ketentohumu, polen, zencefil, çörekotu, hurma, havlıcan, karabiber, badem, çam fıstığı, antep fıstığı, üzüm, dut kurusu, kayısı, incir, fındık, ceviz, keçiboynuzu, Acive hurması,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Balın içerisine, tüm malzemeler karıştulıp, macun hazırlanır. Özellikle sperm azlığı olan erkelerde çok faydalıdır. sabah kalkınca ve akşam yatmadan 1 kaşık yenir.
* Kadınlar için ise, Beyaz soğan çok faydalıdır. 3-4 adet beyaz soğan, 1 lt lsuda haşlanır. Elde edilen suyun buharına otulur. Bu işlem kılcal damarları açmayı sağlar.
* Kısırlık için, hurma çok faydalı bir meyvedir. Özellikle tazesi, yok ise, kurusu, mutlaka kadınlar tarafından tüketilmelidir.

2008 güneş gözlüğü modası

2008 güneş gözlükleri modasında; büyük çerçeveler egemenliğini sürdürmeye devam ediyor. Yuvarlak hatlar, pilot ve kemik çerçeveler ise yıldızların vazgeçemediği modeller arasında yer alıyor.

Gözleri güneş ışınlarından korumak amacıyla yaratılan güneş göz



2008 güneş gözlükleri modasında; büyük çerçeveler egemenliğini sürdürmeye devam ediyor. Yuvarlak hatlar, pilot ve kemik çerçeveler ise yıldızların vazgeçemediği modeller arasında yer alıyor.


Gözleri güneş ışınlarından korumak amacıyla yaratılan güneş gözlüğü, hayatımızın vazgeçilmez aksesuarlarından biri haline geldi. Hatta artık çoğu insan tek bir güneş gözlüğüyle yetinmiyor. Öyle ki, artık ne kadar ayakkabımız, çantamız, kemerimiz ya da tokamız varsa o kadar da gözlüğümüz olacakmış gibi görünüyor. Bu kadar rağbet görmeye başlayınca, diğer moda ürünleri gibi güneş gözlüğünün de her yıl şekli, rengi, formu değişiyor.


Çerçeveler büyüdü
2008 yılının gözlük modası; farklı tarzları ve kişilikleri bir araya getiriyor. Büyük çerçeve modası, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da devam ediyor, hem de daha da büyüyerek. Bu yıl, büyük çerçevelerin yuvarlak form kazandıkları da gözlerden kaçmıyor. Oyuncu Kate Beckinsale, yuvarlak gözlük modasını takip eden ünlülerin başında geliyor. Nicole Richie, Keira Knightley, Katie Holmes ve bizden Gülşen Bubikoğlu da birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da büyük çerçeve gözlük kullanmaya devam ediyor. Bu yıl saltanatını sürdürmeye devam eden bir başka model de ‘aviator’ yani ‘pilot’ gözlükleri… Tabii son dönemin modasına uyarak aviator gözlükler de büyüdü. ‘Desperate Housewives’ın yıldızlarından Eva Longoria ve şarkıcı Dannii Minogue, büyük aviator gözlüklerinden vazgeçemeyen isimler arasında yer alıyor.





Her yer parlıyor
2008 ‘de; taşlı ve pırıltılı, yani iddialı modeller de ünlü markaların koleksiyonlarında ağırlıklı olarak yer alıyor. Çerçeve kenarlarında ve gözlük saplarında yoğun olarak kullanılan taş işlemeler kadar, gözlük camlarında da parlak taşların kullanıldığı dikkatlerden kaçmıyor. Özellikle Swarovski taşlı çerçeve ve camlar bu yaz büyük ilgi göreceğe benziyor.


Kırmızı çağı
2008′de kemik gözlükler yine revaçta olacak, ancak metal çerçevelerin klasik şıklığı da öne çıkacak. Bu yıl çılgın gözlüklere de rastlayacağız. Özellikle ‘kedi göz’ denilen ve renkli çerçeveleriyle dikkat çeken modeller, birçok kişinin ilgisini çekeceğe benziyor. Tabii kırmızıyı da unutmamak gerek. Bu yıl kırmızı çerçeve o kadar moda ki, herkesin mutlaka kırmızı çerçeveli bir güneş gözlüğüne sahip olmak isteyeceğine eminiz. Örneğin cemiyet hayatının ünlü ismi Şirin Yalçın, bu modayı takip etmeye çoktan başlamış bile.

Kuru Cilt:

Genellikle olgun yaşlarda görülür. Gözenekler belirgindir ve cilt pek esnek değildir. Özellikle duştan sonra çok gerilip, sürekli kaşınır. Kollarda, bacaklarda pullanma ve dökülme olur. Ciltteki aşırı nem kaybı kuruluğa sebep olabilir. Bazı



Kuru Cilt:


Genellikle olgun yaşlarda görülür. Gözenekler belirgindir ve cilt pek esnek değildir. Özellikle duştan sonra çok gerilip, sürekli kaşınır. Kollarda, bacaklarda pullanma ve dökülme olur. Ciltteki aşırı nem kaybı kuruluğa sebep olabilir. Bazı ciltler diğerlerine göre daha az yağ üretir. Bunun sebebi ise genetik faktörler ya da ilaç kullanımı olabilir. Yapmanız gereken ise, kuru olan cildinize asla alkollü vücut temizleyicileri, losyonlar veya kolonyalar sürmemek. Çünkü,alkol ciddi şekilde cildi kurutur. Bunun yerine yoğun nemlendiriciler ya da duş jellerini tercih edebilirsiniz.
Normal Cilt:


Genellikle lekesiz, gözenekleri küçük olan ciltlerdir. Elastikiyeti iyidir. Yumuşak ve pürüzsüz görünür. Normal cilt yapısına sahip olanlar hiçbir sorun yaşamadan istedikleri her türlü ürünü kullanabilirler. Cilt sorunsuz olduğu için günlük rutin bakıma devam edilebilir, yalnız bol bol su içmeyi unutmayın.
Hassas Ciltler:





Cildiniz hassas ise mevsim geçişlerinde veya bir ürünü ilk kez kullandığınızda, cildinizde kızarıklık ve kaşıntı olabilir. Stres, cildinizin hassaslaşmasına yol açabilir. Yapmanız gereken, alerji yapmayan parfümsüz ürünler kullanmak. Ürünü almadan önce test etmeyi unutmayın. Ürünü cildinize sürdükten sonra 24 saat bekleyin, eğer herhangi bi kızarıklık veya kaşıntı olmazsa ürün kullanmanızda bir sakınca yok demektir. Çok sıcak suyla banyo yapmamalısınız. Çünkü sıcak su ve buhar cildi tahriş edebilir.
Yağlı Cilt:


Yağlı cildin yüzeyi “sebum” adı verilen yağ tabakasıyla kaplıdır. Sebumun normalden fazla olması, ölü cilt tabakasıyla birleşerek özellikle göğüste, sırtta, bazen popoda ve bacaklarda siyah nokta ile sivilcelerin oluşmasına yol açar. Bu tür sorunlar ergenlik çağında daha çok görülür. Yapmanız gereken PH derecesine uygun ürünlerle temizlemek ve doğal tıbbi destek almaktır. Çünkü bu duruma kan dolaşımı bozuklukları, hormonal bozukluklar veya psikolojik etkenler sebep olabilir. Haftada birkaç kez cildinizi temizlemek için uygun ürünlerle peeling yapabilirsiniz. Bunu yaparken de cildinizi tahriş etmemeye özen göstermelisiniz. Ayrıca seçtiğiniz ürünlerin yağ değil de su bazlı olmasına dikkat ediniz.

PORTAKALIN FAYDALARI

Portakalın yararı C vitaminiyle sınırlı değildir. O, içerdiği 20 den fazla cevherlerle,manavlarda değil,eczanelerde satılması gereken gerçek bir ilaçtır,iksirdir...Hem besler,hem korur,hem de pek çok önemli hastalıkta,etken maddeleri bilinçli uygulandığın







Portakalın yararı C vitaminiyle sınırlı değildir. O, içerdiği 20 den fazla cevherlerle,manavlarda değil,eczanelerde satılması gereken gerçek bir ilaçtır,iksirdir…Hem besler,hem korur,hem de pek çok önemli hastalıkta,etken maddeleri bilinçli uygulandığında tedavi eder…
Portakalın yararı C vitaminiyle sınırlı değildir. O, içerdiği 20 den fazla cevherlerle,manavlarda değil,eczanelerde satılması gereken gerçek bir ilaçtır,iksirdir…Hem besler,hem korur,hem de pek çok önemli hastalıkta,etken maddeleri bilinçli uygulandığında tedavi eder…
Portakalın kimlik Kartı
Portakal, turunçgiller familyasından bir ağaç. Boyu 2-10 metre arasında değişiyor. Yaprakları sert, dayanıklı ve düz kenarlı. Kabuklarından portakal esansı elde ediliyor. Eczacılıkta ve gıda sanayisinde kullanılıyor. Çiçeklerinden de portakal çiçeği esansı yapılıyor. Portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri var. Çekirdeksiz cins olan yafa portakalı Finike, Mersin ve Hatay’da yetişiyor. Kalın kabuklu ve uzunca meyveli. Kabuklarından reçel yapılır. Dörtyol portakalı ise çekirdekli. İnce kabuklu ve sulu. Washington, çekirdeksiz, Güney Anadolu ve Doğu Karadeniz’de Rize çevresinde yetişiyor.
İlaç gibi…
Kar, kış, soğuk ve kaçınılmaz olarak peşimizi bırakmayan grip, soğuk algınlığı… Hemen hepimiz portakalı grip tedavisinde kullanırız. C vitamini deposu olduğunu da biliriz. Ama hem C vitaminin yararları, hem de portakalın yararları bildiklerimizle sınırlı değil. Portakal C vitamininin yanı sıra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içeriyor. Lifler, organik asitler ve şeker açısından da zengin. Ve tüm bu içerdiklerinin vücudumuza çeşitli yararları var. Portakal,kanseri önlemeden,kanı temizlenmesinden karaciğeri çalıştırmaya, cildi güzelleştirmekten anormal doğumları önlemeye kadar pek çok şeye yarıyor.
C vitamini
C ve B vitamini açısından zengin olan portakal, insana dinamizm veriyor. Portakal içindeki C vitamini ince ve kalın damarların yumuşak kalmasını sağlıyor. Damar tıkanıklığını önlüyor. Vücuttaki direnci arttırıyor. Kanın durulmasına ve temizlenmesine yardımcı oluyor. Hazmı kolaylaştırıyor. Enerji veriyor. Portakal
reçeli ise karaciğeri çalıştırıyor. Yapılan araştırmalar, bacaklarda meydana gelen periferik damar hastalığının (Peripheral artery disease-PAD), damarlarda meydana gelen yağ birikmesinden kaynaklandığı ve kalp ile felç riskini de körüklediğini ortaya çıkardı. Araştırmalarda PAD hastalarında, PAD hastalığı olmayan insanlara göre iki kat daha fazla C vitamini eksikliği görüldü.
Bir dizi başka araştırmada da, C, E vitaminleri ve beta-kerotenin,damar tıkanmalarını önleyici etkisi saptandı.
Folik asit
Portakalda B vitamini çeşidi olan folak ve folik asit de bulunuyor. Folik asit, hamilelik boyunca ve özellikle ilk üç ay çok gerekli. Bebekte Spina Bifida gibi anormalliklerin oluşmasını engelliyor. Alyuvarların oluşmasına yardımcı oluyor, aynı zamanda yemeklerdeki besleyici maddelerin vücut tarafından emilmesini sağlıyor. Folik asit, portakal suyunun yanı sıra yeşil yapraklı sebzeler, ciğer, yumurta, tahıllar, portakal suyu, maya ve bira mayasında da bulunuyor. Günlük doz kadınlar ve erkekler için 200 mikro gram olarak saptanmış. Regl döneminde kadınların günlük dozlarını 400 mikro gram kadar yükseltmeleri gerekiyor.
Lifler
Lifler ise, sindirim sistemini düzenliyor, bazı kanser türlerine ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor.
Kullanımı
Vücudumuz C vitamini üretmiyor, bu nedenle dışarıdan almamız gerekiyor. Günlük C vitamini ihtiyacımız 50-70 miligram. Bir portakalda 90 miligram C vitamini bulunuyor. Sigara içenlerde ve enfeksiyonlar sırasında C vitamini ihtiyacı yaklaşık 2 katına çıkıyor.Sabah kahvaltısında içilen bir bardak portakal suyu, güne dinamik başlamak ve pek çok hastalıktan korumak için idealdir.
Bileşimi:
Yapısında C, B bir, B iki ve PP gibi çok sayıda vitamin, başta kalsiyum ve potasyum olmak üzere çeşitli madensel tuzlar ve oligo-elementler, meyve şekerleri ve karoten bulunan portakalın pekcok yararlan var.
Portakal suyunun pembe ve kırmızısı daha yararlı
Portakal ve greyfurt suyunun pembe renkte olanı sarısından daha yararlıdır! Kırmızısı ise en iyisidir. Greyfurt ve portakalın iç renginin koyu kırmızı olması, bol bol ‘‘Likopen” içerdiğinin bir göstergesidir. Domateste de bol miktarda bulunan bu yararlı karotenoid, başta prostat kanseri olmak üzere pek çok kansere karşı koruyucudur. Likopen antioksidan aktivitesi de olan, cilt ve beden yaşlanmasını erteleyen son derece yararlı bir besindir.
Kan basıncı yüksekliği sorununuz varsa, damar tıkanma riskiniz mevcutsa, her gün düzenli olarak düşük dozda aspirin kullanmaya daha çok özen göstermelisiniz. Aspirini özellikle gece yatmadan evvel içmeyi tercih edin. Yeni çalışmalar böyle bir alışkanlığın hem daha iyi uyumanıza hem de daha güvenli bir kan basıncı kontrolüne destek sağlayacağını göstermektedir.
Cildi güzelleştirir:
Yapısında karoten bulunduğu ve kanı temizlediği için portakal aynı zamanda cildi güzelleştirir
ve ona tatlı bir pembelik kazandırır. Güney Fransa’da ve İtalya’daki köylü kızları, ciltlerinin parlaklığı ve pembeliğini portakala borçlu olduklarını söylerler. Kabuklarındaki esans sivilcelere sürüldüğünde biraz yanma yapar ama 2 ayda ortadan kaldırır.
Soğuk algınlıklarına karşı doğal ilaçtır:
İçinde bol miktarda C vitamini bulunduğundan organizmayı grip ve nezle gibi kış hastalıklarına,
soğuk algınlıklarına karşı korur.
Diğer yararları:
1. Kanı zehirlerden temizler.
2. Sanlığa ve karaciğer hastalıklarına karşı etkili bir doğal ilaçtır.
3. Bağırsakları yumuşak tutar.
4. Bedene güç ve enerji verir. Organizmanın vitamin ve madensel tuz gereksinimini karşılar.
Özellikle gelişme dönemlerinde çocuklara bol bol portakal yedirmekte yarar vardır.
5. Portakal ağacı çiçeklerinin kaynatılmasıyla elde edilen su spazmı giderir, damar sertliğini ve felci önler.
Portakal kabuk esansında da aynı olumlu etkiler mevcuttur.
PORTAKALI ÖZETLERSEK:
Bileşimindeki etken maddeler
C vitamini
Karbonhidrat
Potasyum
Folik Asit
Bioflavin
Genel faydaları:
Soğuk algınlığı, grip, kas incinmesi, kalp hastalıkları ve felçten korur,
Portakal suyundaki bir antioksidan olan bioflavin damarları ve kılcal damarları güçlendirerek
kalbin zarar görmesini engeller, ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar,
İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır,
Kanın pıhtılaşmasını,mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır,
İçerdiği yüksek potasyum tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur.Aynı zamanda,içerdiği
potasyum, cildin kuruyup kırışıklıkların oluşmasını da önler,
Çocukların hastalıklardan korunması ve fiziksel gelişiminin tam sağlanması için gerekli olan
cevherler dolu bir meyvedir.
Kabuklarında bulunan uçucu maddenin bazı kanser türlerinin tedavilerinde çok önemli iyileştirici
bir madde olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Özetle;portakalı ve diğer narenciye ürünlerini birer hayat iksiri olarak görmeli ve bütün yıl boyunca
mutlaka bol tüketmelisiniz.Portakalın gerçek değeri daha ileri yıllarda anlaşılacakt

Kulak akıntısı ve yapılması gereken

Kulak akıntısı
Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür. Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur. kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının







Kulak akıntısı
Dış veya ortakulak iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa ortakulak iltihabı düşünülür. Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı ise, krem kıvamında olup, çoktur. kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir. Doktora başvurmak gerekir.


Bu duygunun bir problem olarak görülmesinden çok bu duygu ile çocuğun ya da kişinin nasıl baş edebilmesi gerektiğini öğretmek ve anne-baba olarak yapılması gereken davranış biçimlerini öğrenmektiR

Bir çocuğun kardeşini kıskanması doğal bir duygu olarak



Bu duygunun bir problem olarak görülmesinden çok bu duygu ile çocuğun ya da kişinin nasıl baş edebilmesi gerektiğini öğretmek ve anne-baba olarak yapılması gereken davranış biçimlerini öğrenmektiR

Bir çocuğun kardeşini kıskanması doğal bir duygu olarak tanımlanabilir. Her birey özel olmak, ilk olmak, öncelikli olmak, tercih edilmek, beğenilmek isteyebilir. Karşıdaki kardeş olsa bile bu duyguların kontrol edilmesi kişi için bazen güç olabilir


Bu duygunun bir problem olarak görülmesinden çok bu duygu ile çocuğun ya da kişinin nasıl baş edebilmesi gerektiğini öğretmek ve anne-baba olarak yapılması gereken davranış biçimlerini öğrenmektir. Bu kıskançlıkta kardeşe duyulan yoğun öfke duyguları belirgindir. Onun daha ön planda olduğu, daha çok sevildiği, her istediğinin yapıldığı, kendisinin ikinci plana atıldığı, kendisine karşı bir haksızlık yapıldığı ve artık sevilmediği düşüncesi ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.


Çocukluk döneminde kardeşin gelmesi ile tahtının sarsıldığı ve artık her şeyin eskisi gibi olmayacağı endişesi hakimdir. Bu endişenin kontrol edilebilmesi için anne-babanın ve diğer kişilerin aslında hiçbir şeyin değişmediğini, onun kendileri için hala özel ve önemli olduğunu ona davranış ve konuşmaları ile hissettirmesi gerekmektedir. Bunu hisseden çocuk rahatlayacak ve kardeşine karşı olan tüm düşmanlık duygularını kontrol edebilecektir.


Doğum öncesi önlemler





- Bebek dünyaya gelmeden önce anne ve babanın gün içerisinde ona özel zamanlar yaratabilmesi gerekmektedir. Annem beni seviyor, babam beni seviyor ve benimle ilgileniyor düşüncesini hissedebilmesi gerekiyor.
- Bebek dünyaya gelmeden önce çocuğunuzu dünyanın merkezi haline getirmemek, ona bağımlı yaşamamak, her zaman varlığınıza alıştırmamaktır. Her istediğinin yapılmaması önemlidir. “Sen benim için önemlisin ama bazen sana sınır koymalıyım, bunun sana olan sevgimle bir ilgisi yok” mesajını verecek davranışları kardeş dünyaya gelmeden önce öğretmelisiniz. 3 yaş öncesindeki bir çocuk için bu söylediklerim geçerli değildir. Çünkü bu yaş çocuğu bu bilgileri almak için yeterli zihinsel beceri ve davranışsal kontrolüne henüz sahip değildir.
- 3 yaş sonrasında olan bir çocuk bebek dünyaya gelmeden önce anaokuluna gönderilebilir.
- 3 yaş öncesi bir çocuk için yapılması gereken davranış onu çok sevdiğinizi davranışlarınızla hissettirmek, inatlaşmaları ile onunla çok fazla mücadeleye girmeden ona uyumlu davranmaktır.
- Anne karnı belirginleştikten sonra bebeği sevme çalışmaları yapmak, bu çalışmaları yaparken onu fiziksel olarak yakınınızda tutmak ve ona dokunmaktır. Kardeşin ne demek olduğu ile ilgili bilgileri ona anlatmalı ve duygusal olarak aralarında bir bağın oluşmasını sağlamanız gerekmektedir. - Kardeşi doğmadan önce fazlası ile onun dikkatini çekebileceği düzeyde alışveriş yapmaya özen göstermeniz gerekmektedir.
- Kardeşi doğmadan önce yatağını ve odasını çoktan ayırmış olmanız gerekmektedir.
- Eşler arasında doğum sonrasında aileyi nelerin beklediği, herkesin görevinin neler olduğu, bu dönemde eşlerin birbirinden neler istediğinin paylaşılması gereklidir. Bu ileride doğacak sorunların şimdiden kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Psikolog Eda Gökduman

Prof. Dr.Ahmet Maranki çağımızın hastalığı kanserden korunmanın yolların açıkladı.
Kanserden Korunmak için ve Sağlıklı Yaşamak için Marankiden Öneriler
-Öncelikle konsantire yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyız
-salam sosis gibi şarküteri ürünleri tü



Prof. Dr.Ahmet Maranki çağımızın hastalığı kanserden korunmanın yolların açıkladı.
Kanserden Korunmak için ve Sağlıklı Yaşamak için Marankiden Öneriler
-Öncelikle konsantire yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyız
-salam sosis gibi şarküteri ürünleri tüketmeyin.
-Hibrit tohumu.yla üretilmiş sebze ve meyvelerden uzak durun,Mevsiminde yetişen ürünler tüketin.
-Beyaz ekmet tüketiminden sakının bunun yerine kepek ekmeği buğday ekmeği yada halk ekmeği tüketin
-Tavuk ve et alırken dikatli olun şişirilmiş olanlardan sakının tanınmış markaları terçih edin.-Oğlak eti keçi peyniri sütü terçih edin keçinin kılından bile zarar gelmez.
-Kızartmalardan ve fasfood yiyeceklerinden uzaklaşın.
-Kefir tükedin keçi sütünden yapıldığı için çok sağıklıdır,
Daha sonra ise kesinlikle bu yiyecekleri evimizde bulundurmalıyız…
Defne yaprağı ,ısırgan otu,ada çayı,yeşil çay,zencefil,zeytin,incir,brokoli,soya fasülyesi,kefir,zeytin yağı,sarı kantaron,kimyon,kapari kaparinin kanser hastaları için çok önemli olduğunu belirten maranki kanser hastaralı için tronbositin çok önemli olduğunu ve kaparininde mükemmel bir tronbosit oluşumunda etkili olduğunu açıkladı…
maranki.com

Cilt Tipinize Göre Cilt Bakımı

Cilt Türleri ve Özellikleri
1) Normal-Karma Cilt : Normal cildin görüntüsü, rengi düzgün ve sağlıklıdır.Alın çevresi , burun, çene bölgeleri hafif yağlı, diğer bölgeleri ise kuru olabilir.
2) Kuru Cilt : Kuru bir cilt yapısına sahip olanlar yüzlerinde ge




Cilt Türleri ve Özellikleri


1) Normal-Karma Cilt : Normal cildin görüntüsü, rengi düzgün ve sağlıklıdır.Alın çevresi , burun, çene bölgeleri hafif yağlı, diğer bölgeleri ise kuru olabilir.
2) Kuru Cilt : Kuru bir cilt yapısına sahip olanlar yüzlerinde gerginlik hisseder. Bilhassa sabun ile yüzlerini temizlikten sonra bu gerginlik hissi çok daha fazla olur. Kuru cilt genellikle pul pul olur ve çabuk kırışır. Yer yer kızarıklıklar olabilir.
3) Yaşlı ve Güneşten Zarar Görmüş Cilt : Bu tipteki cildin rengi soluktur ve kırışıklıklar gözle bile belirgin bir şekilde görülür.
4) Yağlı Cilt : Yağlı ciltlerde lekeler ve siyah noktalar oldukça fazladır.Ayrıca bu cilt tipi geniş gözeneklidir.
5) Hassas Cilt : Hassas cildin gözenekleri iyi görünmesine rağmen, cildin ince yapılı olmasından dolayı alerjiye ve diğer cilt sorunlarına karşı oldukça hassastır.


Nasıl Bir Ürün Kullanmalıyız

Yeşil çayın faydaları
Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde :Kanser riskini azaltır.Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedirYeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Ye







Yeşil çayın faydaları
Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde :Kanser riskini azaltır.Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedirYeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Yeşil çay deri kanserine yol açan ultroviyole ışınların zararından korur.
Tümörü küçültür. Antioksidandır.Yeşil çaydaki antioksidan E vitaminindekinden 20 kez daha kuvvetlidir.Kolestrolü düşürür. Tansiyonu ayarlar. Kan şekerini ayarlar. Bakterileri öldürürür.Grip virüsünü öldürür. Ağız kokusunu önlerYeşil çay içindeki C vitamini sayesinde :Stresi azaltır. Gribi önleyicidir.Yeşil çay içindeki kafein sayesinde :Performansı etkiler,yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır.İdrar söktürücüdür.İdrar söktürücü özelliğinden dolayı zayıflama rejimlerinde kullanılıyor.Yeşil çay içindeki flavonoidler sayesinde : Kan damarlarını güçlendirir.Yeşil çay içindeki polisakkaridler sayesinde : Kan şekerini düşürür.Yeşil çay içindeki fluorid sayesinde : Diş çürümesini engeller.Yeşil çay içindeki E vitamini sayesinde : Antioksidan olarak rol oynar. Yaşlanmayı geciktirir.Yeşil çay içindeki EGCG (Epigallokateşin Gallat) adlı kimyasal madde sayesinde : Kanser hücrelerinin gelişmesini önlüyor.Akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki yapıyor.Alzheimer‘i önleyiciSigara kullanımının toksik etkisini azaltıyor.Yeşil çay içen hamile kadınlar sorunsuz bir doğum gerçekleştirebilirken, sakat çocuk dünyaya getirme riski de azalacak.Diş çürüklerine sebep olan bakterileri öldürerek çürükleri önler.İçeriğindeki kateşin maddesi nedeni ile kolesterolü düşürür.Antioksidan özellikleri vardır. Bu özelliği ile kansere ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu olabilmektedir. İspanya’daki Murcia Üniversitesi ve İngiltere’deki Norwich Üniversitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü araştırmalar, yeşil çayda bulunan ‘polipenol EGCG’ maddesinden üretilecek olan ilaçlarla, çeşitli kanser hastalıklarının tedavisinin gerçekleştirilebileceğini ortaya koymuştur. Zihinsel aktivitelerde yarar gösterdiği ileri sürülmektedir
KAYNAK:vikipedi
www.naturallife.com.tr

Erkek Ureme Organlari Erkeklerin Organi

Erkek Üreme Organları, Erkek Üreme Organı

Erkek üreme organları, iç ve dış üreme organları olarak ikiye ayrılır. İç üreme organlarını erbezleri, semen torbacığı (seminal vezikül) semen kanalı (vas deferens) ve prostat oluşturur. Dış üreme organları ise p



Erkek Üreme Organları, Erkek Üreme Organı


Erkek üreme organları, iç ve dış üreme organları olarak ikiye ayrılır. İç üreme organlarını erbezleri, semen torbacığı (seminal vezikül) semen kanalı (vas deferens) ve prostat oluşturur. Dış üreme organları ise penis ve erbezi torbasıdır (skrotum).


Erbezleri yaklaşık 20-30 gram ağırlığında oval ve düzgün yüzeyli, organlardır. Her iki erbezinin de arkasında epididim adı verilen, kendi üstüne kıvrılmış, uzun ve ince bir tüp bulu­nur; Epididim, içinden sperma hayvancıklarının (erkek tohum­lar) geçtiği 20 kadar kanalla erbezlerine bağlıdır. Her bir erbezinde, içinde sperma hayvancıklarının yapıldığı çok sayıda seminifer (kıvrımlı) tüpçüklerle erkek seks hormonu olan testos­teronun yapıldığı ara hücreler vardır.





Semen torbacığı, sperma hayvancıklarını besleyici bir sıvı salgılar. Bir santimetre küp semen sıvısının içinde yaklaşık 60-90 milyon sperma hayvancığı bulunur. Beş santimetre küp semen sıvısının içinde ise yaklaşık 300 milyon civarında sper­ma hayvancığı vardır.

Sperma hayvancığı, testis içindeki seminifer tüpçüklerde üretilir. Üretilen sperma hayvancıkları kanallar aracılığıyla epididime, oradan da spermatik kordonun içinden geçen semen kanalı yoluyla semen torbacığına ulaşırlar. Boşalım sırasında, semen torbacığının atıcı kanalı tarafından idrar yoluna bo­şaltılır.

Semen kanalı, epididimden çıkan ve spermatik kordonun içinden geçen, 50-60 santimetre uzunluğunda bir kanaldır. Bu kanalın asıl görevi sperma hayvancıklarını semen torbacığına taşımaktır.
Prostat, idrar torbası boynuyla idrar yolu ağzını çerçeve­leyen, üç loblu bir bezdir. Başlıca görevi, semen sıvısı içine salgı yapmaktır.


Erbezi torbası, erbezlerini koruyan sert dokudan yapılmış torbalardır.
Penis, hem idrarın boşaltımını hem de üremenin sürmesi­ni sağlayan, süngersi dokudan oluşmuş bir organdır. Penisin ucunda, sünnet ameliyatı ile alınan bir deri uzantısı (sünnet derisi) bulunur.

Dirsekleriniz çok karardı. Nasır tutmuş gibi mi görünüyorlar… Eklem bölgelerindeki nasırlaşma ve kararma cildin, sindirim veya dolaşım bozukluğu olduğuna işaret edebilir.

Maydanoz suyu için ve her gün kese yapın. Dirseklerinizi limon suyuyla ovun. Kullan



Dirsekleriniz çok karardı. Nasır tutmuş gibi mi görünüyorlar… Eklem bölgelerindeki nasırlaşma ve kararma cildin, sindirim veya dolaşım bozukluğu olduğuna işaret edebilir.


Maydanoz suyu için ve her gün kese yapın. Dirseklerinizi limon suyuyla ovun. Kullandığınız el kreminin içine limon sıkıp, dirseklerinize sürün ve nemliyken havluyla sarın.


Gözaltınızdaki morluklara ne yapmalısınız? Gözaltındaki morluklar genetik yapıdan kaynaklanmıyorsa ve sağlık sorununuz yoksa elma suyu kompresi uygulayın. Her gün 10 dakikalık uygulama, renklerini açar.


Yanaklarınızdaki ufak oyuklardan mı rahatsızsınız? Cildinizle kesinlikle oynamayın. Fazla yağlı yiyecekler ve asitli içeceklerden uzak durun. Cildinizi kekik çayı ile temizleyin. Bir çay kaşığı soya unu, Bir çay kaşığı kuru maya, bir tane dövülmüş aspirin ve bir tatlı kaşığı elma sirkesini karıştırıp haftada 3 gün yüzünüze sürün. 20 dakika cildinizde bekletip durulayın.


Cildiniz çok kuru ise ne yapmanız gerekiyor? Bir tatlı kaşığı havuç suyu ve Bir tatlı kaşığı salatalık suyu,Bir tatlı kaşığı limon suyu ve Bir tatlı kaşığı badem yağını karıştırın. Elde ettiğiniz bu karışımı sık sık cildinize uygulayın. Dışarı çıkarken mutlaka güneş koruyucu bir krem sürün.




Bronşiolit, Akut Bronşiolit Tedavisi

Bronşiolit küçük hava yollarının akut iltihabi bir hastalığı olup daha çok iki yaşından bebeklerde ve küçük çocuklarda görülür. Bronşiyolların obstrüksiyonu ya­nında hava hapsi (air trapping), hiperinflasyon v



Bronşiolit, Akut Bronşiolit Tedavisi

Bronşiolit küçük hava yollarının akut iltihabi bir hastalığı olup daha çok iki yaşından bebeklerde ve küçük çocuklarda görülür. Bronşiyolların obstrüksiyonu ya­nında hava hapsi (air trapping), hiperinflasyon ve atelektazi izlenir. Üst solu­num yollarının hastalık belirtilerinden birkaç gün sonra bronşiyolitin tipik be­lirtileri olan inspirasyon ve ekspirasyonda sibilan railer duyulur. Taşipne, in-terkostal ve suprasternal çekilmeler,toraksda hiperrezonans, hırıltı ve inspiratuar railer başlıca klinik belirtileridir. Hastalık çok kez ateşsiz bir seyir göste­rerek birkaç günde iyileşir. Akciğer radyografisinde hiperinflasyonla ilgili diyafrağmalarm düzleşmesi, peribronşiyal kalınlaşma, çok kez atelektazi veya bronkopnömoniyle ilgili bir parenkima konsolidasyonu görülür.





Bronşiyolitin en önemli etkeni sinsitial virüsdür. Bundan başka para-inlüenza virüsü, inflüenza A ve B virüsleri, adenovirüs, kızamık ve rinovirüs bronşiyolite sebep olabilir. Bronşiyolit belirtileri astma hastalığında izlenen­lere yakın bir benzerlik gösterir. Ancak astma bir yaşından küçük çocuklarda seyrek izlenir.

CİLT KIRIŞIKLIĞINA C VİTAMİNİ

Çilek, portakal gibi besinlerde bulunan C vitamini, yaşlılığı geciktiriyor.
Hangi kadın istemez ki kırışıklıklarından kurtulmayı. Bunun için pahalı kremlere ve bakım kürlerine gerek yok. Yapmanız gereken, pazar çantanıza bol miktarda C vitamini içeren bes



Çilek, portakal gibi besinlerde bulunan C vitamini, yaşlılığı geciktiriyor.
Hangi kadın istemez ki kırışıklıklarından kurtulmayı. Bunun için pahalı kremlere ve bakım kürlerine gerek yok. Yapmanız gereken, pazar çantanıza bol miktarda C vitamini içeren besinlerden koymanız. Bu besinlerin başında portakal, greyfurt ve mandalina geliyor. Ayrıca çilek, brokoli, Brüksel lahanası, karnabahar, ıspanak ve kavun da C vitamini açısından son derece zengin besinler. Bilimadamlarının son araştırmalarına göre, bol bol C vitamini içeren bu besinler kırışıklıkları önlüyor. Güzellik uzmanları ise C vitamini içeren besinlerle yapılan maskelerin kırışıklıkları önlediğini ifade ediyor. Örneğin 2 adet çilek ve yoğurdu karıştırıp, yüzünüze sürün. 10 dakika beklettiğiniz bu maskeyi, ılık su ile durulayın. C vitaminli çilek ile yapılan bu maske düzenli olarak uygulandığında, kırışıklıkları gözle görülür oranda azaltıyor.
KABUKLARI ATMAYIN Ayrıca portakal ya da mandalina kabuklarını da atmayın. Bu kabukları bir tencerede suda kaynatın. Her banyodan sonra, bu buharı yüzünüze tutun. Böylece, cildinizin nefes aldığını fark edeceksiniz

Kudretnarı

(momordica ) :
Kabakgiller familyasından, tırmanıcı, ince gövdeli, bir yıllık bir bitkidir. Yaprakları saplı ve el gibi parçalıdır. Meyvesi olgunlaşınca, birbirinden ayrılır. Meyveleri 10-15 cm boyunda şişkin ve iki uçta incelmiş şeklindedir. Üzerinde



(momordica ) :
Kabakgiller familyasından, tırmanıcı, ince gövdeli, bir yıllık bir bitkidir. Yaprakları saplı ve el gibi parçalıdır. Meyvesi olgunlaşınca, birbirinden ayrılır. Meyveleri 10-15 cm boyunda şişkin ve iki uçta incelmiş şeklindedir. Üzerinde kabarcıklar vardır. Turuncu - sarı renktedir. Ev ilaçlarında, zeytinyağı ile karıştırılarak kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Mide ülserini tedavi eder. Egzama ve diğer cilt hastalıklarında faydalıdır. Yaraların çabuk kapanmasını sağlar.



Beğendiğiniz yazıları aşağıdaki sosyal imleme sitelerine gönderebilir veya e-mail ile arkadaşlarınıza ulaştırabilirsiniz.

Omurga ve Omurilik Travmalari

Omurga ve Omurilik Travmalarının YönetimiOmurga ve omurilik travmalarının yönetimi, yaralıların değerlendirilmesi ve ilk yardım önlem­leri kaza yerinde başlar. Yaralıların çok defa kendi ifadesi ve basit bir nörolojik muayene omurilik ya­r



Omurga ve Omurilik Travmalarının Yönetimi


Omurga ve omurilik travmalarının yönetimi, yaralıların değerlendirilmesi ve ilk yardım önlem­leri kaza yerinde başlar. Yaralıların çok defa kendi ifadesi ve basit bir nörolojik muayene omurilik ya­ralanmasını belirler. Bu yaralanmaların erken ta­nınması, omurilikte ikincil bir lezyonun oluşmasını veya mevcut hasarın artmasını engelleyecek ön­lemlerin alınmasını sağlayacaktır.


İlk yardım ve acil tedavi: Her travma olgusundaki ilk yaklaşım olan solunum ve dolaşım fonksi­yonlarının kontrolü ve temini, omurga ve omurilik yaralanmalı olgularda da önceliklidir. Ancak bu sı­rada omurga eksenini bozarak omurilik yaralan­masının artırılmaması gerçeği mutlaka hatırlanma­lıdır. Bu nedenle panik yaklaşımlardan kaçınılarak travmaya uğramış omurganın uygun bir duruma getirilmesi ve durumunun korunması sağlanır.


Servikal bölge travmalarında solunum desteği sağlanırken baş asla fleksiyona getirilmemelidir. Önce bir yakalık uygulanmalı, veya omurga ekse­ni korunarak sırtüstü yatırılmalı, omuzlarının altı­na 8-10 cm/bir kalınlık konarak boynun hafif eks-tansiyonu sağlanmalıdır. Başın hareketi çevreye destekler konarak engellenmelidir. Solunum yeter­sizliği halinde, ambu veya varsa ventilatör ile has­taya yardımcı olunmalıdır. Birlikte görülebilecek şok akciğeri veya akut solunum güçlüğü sendromu (ARDS) gibi sorunlarla etkin mücadele gerekebilir.


Omurilik yaralanmah hastalarda sıstemik veya spinal şoka bağlı hipotansiyon sıktır. Özellikle spi­nal şoka eşlik eden otonom sinir sistemi felci birkaç günden birkaç haftaya kadar sürebilir, hatta motor şok bazen otonom şoktan önce dönebilir. Hipotan­siyonun travma sonrasında görülen damarlardaki spazm ve mikrodolaşımdaki embolilerle oluşabile­cek hasarı artıracağı kuşkusuzdur. Bu nedenle has­ta gereğinde invaziv bir şekilde monitorıze edilme­li, hipotansiyonla mücadelede kristalloid ve kollo-id içeren sıvılarla santral venöz basınç 5-10mm Hg arasında olacak şekilde damar yatağı doldurulma­lıdır. Bu sırada aşırı yüklenme ve pulmoner ödeme yol açmamak gereklidir. Pulmoner arter kapiler ba­sıncı 18 mm Hg’yı aşmamahdır. Ortalama arter ba­sıncının 85 mm Hg olması sağlanmalıdır. Bu tedbir yeterli olmazsa vazopessör ajanlara başvurulabilir. Dopamine (2.5-5.0 ug/kg/dakika (veya Dobuta-min) verilebilir. Bu da yeterli olmazsa Levophed (0.01-0.2 ug/kg/dk kullanılabilir.

Yapılan randomize kontrollü çalışmalarda trav­mayı izleyen saatte başlanan ve yalnız 24 saat sür­dürülen yüksek doz steroid tedavisinin nörolojik sekelleri azaltmada bir üstünlük sağladığı saptan­mıştır. Bu nedenle hastayla kaza yerinde karşılaşan ilk yardım ekibi ya da ulaştığı sağlık kuruluşunda gören hekim, bir kontrendikasyon yoksa 30 mg/kg metilprednizolonu İ.V. yoldan yapmalı, izleyen 23 saat içinde ise 5,4 mg/kg dozunda perfüzyon uy­gulanmalıdır.


Omurilik travmalı hastalarda sonucu etkileyen en önemli unsurlardan biri mesane ve böbrek fonk­siyonlarıdır. Bu nedenle kalıcı sonda uygulamasına ilk fırsatta son verilmeli, mesane gerilmesini engel­leyecek ve kapasitesini düşürmeyecek bir sıklıkta aralıklı kateterizasyon uygulanmalıdır. Ayrıca mi­de koruyucu ilaçlar ve gereğinde drenajla gastrik dilatasyon, kusma ve aspirasyon engellenmelidir.


Anamnez ve muayene: Omurilik yaralanmaları­nın tam bir değerlendirilmesi ancak etraflı bir anamnez ve itinali bir muayene ile mümkündür. Anamnezde olayın zamanı ve yaralanmanın meka­nizması (fleksiyon, ekstansiyon, rotasyon) hakkın­da bilgi edinilmelidir. Ayrıca önceden mevcut deje-neratif artrozik değişikliklerin varlığı araştırılmalı­dır. Bu tür değişimler omurga direncini ve elastiki­yetini azaltan, kanalı daraltan ve omurilik yaralan­masını kolaylaştıran patolojilerdir.


Sfinkter bozuklukları, ekstremitelerdeki kuv­vetsizlik, istem dışı spazm, ağrı, parestezi ve uyu­şukluk gibi şikayetler hakkında bilgi toplanırken, travma sonrası mevcut semptomlarda ilerleme var­sa başlangıç zamanı saptanmaya çalışılmalıdır.


Lokal muayene: Özellikle omurga üzerindeki hassas ve ağrılı bölgeler aranmalı, cilt abrazyonu, ekimoz gibi direkt travma belirtileri ve gibbus tar­zında şekil bozuklukları varsa not edilmelidir. Ay­rıca batın, göğüs içi organ yaralanmaları ve ekstre-mite kırıklarının olup olmadığı araştırılmalı, teda­vileri için gerekli önlemler alınmalıdır.


Nörolojik muayene: Hastanın mevcut omurilik lezyonunu tam değerlendirmek ve ilerde meydana gelebilecek değişiklikleri izleyebilmek için başlan­gıçta dikkatli ve etraflı bir nörolojik muayene şart­tır. Bu amaçla:


- Tüm ekstremitelerde önce global daha sonra myotomlara göre kas gücü muayenesi yapılır. Kas gücü: 0: yok, 1: hafif kımıldatma, 2: yatak düzeyin­de hareket, 3: yer çekimini yenebilir, 4: uygulanan kuvveti yenemez, 5: tam, olarak belirtilir.
- Tüm kemik veter, yüzeyel reflekslere bakılma­lı, patolojik refleksler araştırılmalıdır.
- Yüzeyel (ağrı, ısı, dokunma-protopatik) ve de­rin (pozisyon, vibrasyon, dokunma-epikritik) duyu muayenesi tam olarak yapılmalı, bozulma düzeyi dermatomlara göre doğru olarak saptanmalıdır.


- Sfinkter kusurları mutlaka sorgulanmalı, idrar boşaltılması gerekiyorsa kalıcı foley sonda yerine temiz aralıklı kateterizasyona başvurulmalıdır.


Nörolojik muayene doğru ve tam yapıldığında omurilik lezyonunun düzeyi (bkz: Lezyon düzeyi­nin saptanması) doğrulukla saptanabilir.





Görüntüleme: Omurga travmasından şüphele­nilen hastada aksi isbatlanıncaya kadar yaralanma var kabul edilmelidir. Vital bulguları sabitlenen hasta doktor eşliğinde radyolojik incelemeye alınır. Birçok hastada bilinçsiz davranışlarla bu sırada omurilik hasarının ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Bölge önce direktt radyolojiyle incelenir. Filmler hastanın semptom ve bulguları ışığında hasarlı ol­ması olası omur santralize edilerek elde edilir. Bu esnada omurilik segmenti ve omurga düzeyi ara­sındaki ilişki unutulmamalıdır. Üst servi kal bölge­de omurilik segmentleri aynı omur altında bulun­maktadır. Servikal bölgede bu ilişki omurilik seg­menti sayısına 1, üst dorsalde 2, orta ve alt dorsal-de 3 toplanarak bulunur. Sakral seğmentler D12-L1 arasındadır. Daha aşağıda kauda ekina yer alır.


Bazı bölgeleri görüntülemek için özel pozisyon­lar gerekir. Odontoid kırıkları için ağız açık ön ar­ka grafi, C7-D1 görüntülenmesi için ise yüzücü po­zisyonunda alınacak grafiler gerekli olabilir. Servi­kal bölgeye yönelik semptom ve bulguları olan hastalarda C7-D1 mutlaka görülmelidir. On-arka grafilerde: omur cismi konturlarına, kırık hatlarına, faset eklem ve dikensi çıkıntıların düzlemine dikat edilmelidir. Yan filmlerde omurga düzlemi, omur cisim konturu, kırıklar, faset çıkıntıların ve eklemin durumu, dikensi çıkıntılar arasındaki ilişki araştı­rılmalıdır. Servikal grafilerde olası trakea ve larinks itilmeleri gözden kaçırılmamalıdır. Ayrıca omurga­daki dejeneratif değişiklikler ve disk açıklıkları kaydedilmelidir. Oblik filmler özellikle faset eklem ilişkilerini ve intervertebral foramenlerı değerlen­dirmek açısından değerlidir.


Direkt grafilerde kırık çıkık gözlenen olgular veya yakınması ve nörolojik bozukluğu bulunan olgularda BT ve MR tetkiklerine başvurulur. BT ke­mik elemanlara ilişkin çok detaylı bilgi verir, direkt radyolojik yöntemlerle görülemeyen kırıklar BT ile görüntülenebilir. Ayrıca kanal içine taşan kemik parçaları ve disk fıtıklanma-ları, omurilik basısının varlığı hakkında değerli bil­giler verir. Gereğinde intratekal kontrast madde verilerek miyelo-BT elde edilebilir. Ancak MR son­rasında buna çok nadiren gerek olmaktadır.


Günümüzde omurga ve omurilik travmaları hakkında en detaylı bilgiyi manyetik rezonans (MR) ile alabiliriz. Kemik yapıya ilişkin verileri BT’ye oranla daha az olmasına karşın, yu­muşak ve nöral dokuyu görüntülemesi mükem­meldir. Ligamanların, disklerin durumu, omurilik kanalı içine taşmalar, omurilik bası ve sıkışması büyük bir şaşmazlıkla saptanır. Özellikle şüpheli durumlarda hasarlı kolonlar saptanarak tedavi planlanması doğrulukla yapılabilir. Ayrıca güçlü makinalarla omurilik, ödem, kontüzyon, kanama ve diğer değişiklikleri görüntülenmektedir.


Myelografi, lomber ponksiyon ve Queckenstedt testi gibi yöntemler artık tarihsel değer taşımakta­dır.
Laboratuar muayeneleri: Kan grubu hemog-ram, kan üre, şeker, elektrolitler ve proteinleri, tam idrar tahlili gibi rutin muayeneler yapılmalı, solu­num yetersizliği görülen vakalarda kan gazlarına (P02, PC02) bakılmalıdır.


Tedavisi


Servikal omurların kırık ve çıkıklarıvla birlikte olan omurilik travmalarında omurgayı hareketsiz-leştirerek ikincil hasarları engellemek ve omurga düzlemini yeniden sağlamak amacıyla traksiyon uygulanır. Çekme işlemi omurganın uzun ekseni boyunca uygulanır. Traksiyon çene ve enseye otu­ran bez parçası ya da özel korselerle uvgulanabilinirse de, etkin ve rahat bir çekme işlemi iskelet traksiyonuyla yapılır. Bu amaçla kafatasına kolay­ca uygulanabilen özel çengeller (Gardner-Wells, Virginia, Crutchfield) veya sonradan gövde korse­sine bağlanabilen çemberler (Halo-West) vardır. Son yıllarda bu cihazlar MR çekimini etkilemeyen alaşımlar veya karbon bileşiklerinden yapılmakta­dır. Çekme işlemine birkaç kilo ile başlanıp, ağırlık repozisyonu amaçlanan omur sayısı başına 3 Kg.’a kadar yükseltilir. Traksiyon işlemine mümkün ol­duğu kadar erken başlanmalıdır. Çekme işlemini sağlayan kuvvetin yönü, çıkığı düzlemine getire­cek ters yönde olmalıdır.


Torako lomber omurga travmalarında lezyon bölgesinin hiperekstansiyonunu temin etmek ve bu ekseni korumak gereklidir. Bunun için bir alçı yata­ğından yararlanılabilir.


Cerrahi girişim: Omurga ve omurilik travmala­rında acil cerrahi girişim nöroşirurjinin tartışmalı bir konusudur. Omurilik yaralanmasının kaza anında oluşması nedeniyle ikincil hasarları engelle­yici tedbirleri alarak, hastayı en iyi şekilde tetkik et­mek ve bir girişim gerkiyorsa, bunu doğru yakla­şımla, en iyi şartlar ve ekipmanla gerçekleştirmek akılcı olacaktır. Bunun karşısında dekompresif giri­şimlerin ilk 8 saat içinde yapılamasını öngeren gö­rüşler de vardır. Ancak her iki görüşün de sonuçla­rı karşılaştırıldığında bir farklılık gözlenmemekteİlerleyici nörolojik defisit saptandığında cerrahi girişim acil olarak gerçekleştirilmelidir. Hastanın entübasyonu sırasında servikal omurgadaki eksen değişikliklerini artırmamaya özen, gösterilmeli, ge­reğinde trakeotomi yapılmalıdır ilerleyici nörolo­jik defisit yanında, BT ve MR’da subaraknoid aralı­ğın kapalı, omuriliğin sıkışık olduğa durumlarda, omuganm delici yaralanmaları ve parçalı kırıkla­rında, konuş medüllaris ve katıda ekina basıların­da, deformiteyi önlemek ve stabılıteyi temin etmek amacıyla cerrahi girişim yapılmalıdır. Şartların ye­terli olmadığında girişim yapılmamalıdır.


Cerrahi tedavide ilke olarak bası bulunduğu yönden kaldırılmalıdır ve sabitleştirme işlemi ha­sarlı kolona yönelik uygulanmalıdır.

Kist Hidatik Karaciger Hastaligi

Kist Hidatik Karaciğer Hastalığı

Daha çok hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde olmak üzere tüm dünyada görülen, çoğunlukla karaciğer ve akciğerlere yerleşerek önemli ölçüde sağlık sorunları oluşturan değişik türde ekinokoklar 1-7 mm boyunda ve baş kısı



Kist Hidatik Karaciğer Hastalığı


Daha çok hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde olmak üzere tüm dünyada görülen, çoğunlukla karaciğer ve akciğerlere yerleşerek önemli ölçüde sağlık sorunları oluşturan değişik türde ekinokoklar 1-7 mm boyunda ve baş kısımlarında 4 çekmeni, ağız tarafında türlerine göre sayıları değişen iki sıra çengel taşırlar. Ekinokoklar ya­şamlarını devam ettirebilmek için köpek, kurt, tilki vs. gibi kesin konaklara sığır, ko­yun, keçi vs. gibi ara konakçılara gereksinim duyarlar. Ekinokok yumurtaları kuruluğa ve ısıya duyarlı, kimyasal maddelere ve soğuya karşı oldukça dirençlidir. Oda ısısında bir yıl canlılığını koruduğu bilinmektedir.


Kist Hidatiği


Ülkemizde Ekinokok granulasus türü ile oluşan tek boşluk gösteren, tek böl­meli (unilokuler) kist hidatik hastalığı daha sık görülmektedir. Etkenin bulaşması enfekte çiğ sebze ve meyvelerin yenilmesiyle olabileceği gibi, solunum yoluyla, cilt yoluyla da bulaşma olabilir. Ekinokok yumurtaları ağız yoluyla alındığında mide asiditesini geçtikten sonra duodenumda alkali ortamda pankreas sıvılarının etkisiyle parçalanır. Yumurtadan çıkan onkosferler -larvalar- serbest hale geçer, bağırsak mu­kozasına tutunur ve vena porta yoluyla karaciğere giderek burada kist hidatiğe neden olabilir. Larvalar burada tutunamazsa kalbe gider, akciğer atardamarı yoluyla (Arteria pulmonalis) akciğerlere geçerek akciğer kist hidatiğine sebep olabilir veya sistemik dolaşım ile diğer organlara böbrek, dalak, göz, pankreas vs. giderek o organlarda kist hidatik hastalığına neden olur. Karaciğer kist hidatiğinde tutulan bölgeye göre belirti oluşur. Kistin büyüyüp, çevreye baskı yapmaya başlaması sonucu özellikle karın boşluğunun sağ üst kısmında diyafram altında (hiponkodrial bölge) ağrı, bulantı, kusma, sarılık gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Muayenede karaciğerde büyüme görülebilir. Kistin yırtılması veya delinmesi sonucu ateş, kaşıntı, deride ürtiker benzeri döküntü ve tansiyon düşmesi görülebilir. Kistin akciğeri tutması du­rumunda solunum sıkıntısı, öksürük, göğüs ağrısı ve hemoptizi görülebilir. Kistin enfekte olması durumunda ateş, üşüme, titreme, balgam gibi bulgular tabloya eklenir. Kistin yırtılması delinmesi durumunda ağızdan tuzlu su özelliğinde kist materyali ge­lir, boğulmalara neden olabilir.





Kist Hidatik Tedavisi


En iyi ve en etkili tedavi ulaşılabilecek bölgede ise cerrahi olarak kistin çıkarılmasıdır. İlaçla tedavi %15 civarındadır. Korunmada en etkili yön­tem enfekte köpeklerin kontrol altına alınması ile enfekte hayvanların dışkıları topla­nıp yakılmalı, hayvanların sebze bahçelerine girmeleri engellenmeli, evcil hayvanlar yılda 2-3 kez parazit yönünden muayene edilmeli gerekirse parazit öldürücü tedavi uygulanmalıdır. İnsanlar kist hidatik yönünden aydınlatılmalı gıdalar (çiğ sebze ve meyveler) iyi yıkanmadan tüketilmemelidir. Kaçak hayvan kesimleri önlenmeli enfekte atıklar mezbahaların yakınlarına yapılacak fırınlarda yakılmalıdır. Bu atıklar bölgedeki başı boş kedi veya köpeklere yedirilmemelidir.

Böbrek taşı hastalığı günümüzün yaygın hastalıklarından biridir..
İbrahim Saraçoğlu bunun için şifalı bitkileri öneriyor...

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu böbrek taşını düşürmek için avokado yaprağı kürünü öneriyor.

Hazırlanışı: Kaynayan bir su bardağı klo




KARADUT PEKMEZİNİN FAYDALARI

KARADUT: Az olgun meyveleri kırmızı ve koyu kırmızı, çok olgun meyveleri siyahımsı kırmızı olan SULU, asidik-EKŞİ dutlar “KARADUT” olarak tanımlanır. Diğer dutlardan ayrılan en belirgin özelliği bol sulu ve eşsiz şeker asit dengesi yani aromasıdır. Karadu







KARADUT: Az olgun meyveleri kırmızı ve koyu kırmızı, çok olgun meyveleri siyahımsı kırmızı olan SULU, asidik-EKŞİ dutlar “KARADUT” olarak tanımlanır. Diğer dutlardan ayrılan en belirgin özelliği bol sulu ve eşsiz şeker asit dengesi yani aromasıdır. Karadutun yöresel isimlerinde de çeşitlilik gözlenir. Örneğin karadut; Tokat-Erbaa taraflarında “ekşiare”, Kahramanmaraş, Malatya ve çevrelerinde “urumdut”, Manisa dolaylarında “şurupluk dut” ve Hatay-Antakya civarında “tuti” olarak adlandırılır. Pakistan’da Urduca dilinde “toot” olarak, ingilizcede ise yine karadut anlamında “black mulberry” olarak adlandırılır. Karadutun taze tüketimi raf ömrünün sınırlı olmasından dolayı çok azdır. Daha çok meyve suyu, reçel, marmelat, özellikle Kahramanmaraş’da dondurma ve Şebinkarahisar’da pekmezi yapılarak değerlendirilir. Bu amaçla hasattan sonra meyveler hemen işlenmeyecekse şoklama ünitelerinde kullanılacağı zamana kadar bekletilir.
Karadut meyvesi çok güçlü bir antioksidan içer. Bu güçlü antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği flavonoidler sayesinde kalbi koruyucu , yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunuyor.
KARADUT PEKMEZİNİN FAYDALARI ;
Karadut bitkisi böceklenmeyen tek organik bitkidir. Betakaroten (A vitamini) ihtiva eder. Fakat mevsimi çok çabuk geçtiği için en bol olan zamanlarında kaynatılarak karadut ’un pekmezini yapılır. Sağlık ve gençlik iksiri olan karadut pekmezi ‘ni düzenli olarak tüketmek sağlığımız açısından oldukça önemlidir. Karadut Pekmezinin faydaları saymakla bitmez. İçerisinde yüksek miktarda Demir elementi vardır.
* Yüksek miktarda demir ( Fe ) içerdiğinden kansızlıkta destekleyici gıda olarak kullanılmaktadır.
* Anne sütünü artırır.
* Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir.
* Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına tavsiye edilir.
* Kanı temizler anemi hastalarına tavsiye edilir.
* Kan basıncını düşürür.
* Sindirim sistemi kronik hastalığına faydalıdır.
* Mide salgılarını arttırır.
* Sindirim sistemini düzenler.
* Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar.
* Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir.
* Uykusuzluğa iyi gelir.

GREYFURT HAKKINDA HERŞEY

 C vitamini olan greyfurtun olumsuz düşüncelere ve kıskançlık, hayal kırıklığı gibi durumları ortadan kaldırdığını biliyor muydunuz? Kandaki şeker değerlerini düşüren vitamin aynı zamanda dişetlerini de koruyor ve ince bağırsaklarda bazı maddeler



 C vitamini olan greyfurtun olumsuz düşüncelere ve kıskançlık, hayal kırıklığı gibi durumları ortadan kaldırdığını biliyor muydunuz? Kandaki şeker değerlerini düşüren vitamin aynı zamanda dişetlerini de koruyor ve ince bağırsaklarda bazı maddeleri yok ederek sağlıklı bir hayat sunuyor…
Greyfurt, kafa karışıklığı, kıskançlık ve hayal kırıklığı gibi olumsuz düşünce durumlarında ilaç olarak kullanılır. Greyfurt, bu durumları yok eder ve canlandırıcı karakteri ile kararsızlık, sürüncemede bırakma ve geçmiş için kaygılanma durumlarında fayda sağlar. Manik ve depressif arasında gidip gelen durumlarda yardımcıdır. Greyfurt lifi kolesterolü düşürüyor.Yapılan çalışmalarda greyfurt lifinin kolesterolü önemli ölçüde düşürdüğü saptandı
Greyfurt’un faydaları
Bilim adamları, günde iki greyfurt yemenin dişeti hastalıklarına karşı mücadelede birebir olduğunu açıkladı. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, greyfurt vücuttaki C vitamini seviyesini artırıyor, dişetlerindeki kanamayı durduruyor. Antioksidan etkisi olan C vitamini, kandaki şeker değerlerini düşürürken aynı zamanda dişetini koruyor. İngiliz Ağız Sağlığı Derneği tarafından 58 kişi üzerinde yapılan araştırmada, deneklere günde iki greyfurt yedirildi ve diş etlerinin eskisinden çok daha sağlıklı olduğu görüldü.
Greyfurttun önemini bilenler arasında Ediz Hun da bulunuyor: “
Her sabah balıkyağı, greyfurt suyu ve sütten vazgeçmem” (Sabah Gazetesi), Atv hafta sonu ana haber bülteni spikeri Şebnem Sunar Küçük de , TV makyajı yaptığı için cilt bakımına önem verdiğini söylüyor. Küçük’ün vücudu için ihmal etmediği tek doğal bakım ise, her sabah içtiği greyfurt suyu…
Greyfurt sayesinde zayıflamak

San Diego’daki bir klinikteki bilim adamları greyfurdun zayıflamayı destelediğini ortaya çıkarmışlar. Bir deneyde yemekten önce yarım greyfurt yiyen İnsanların kanında daha az miktarda İnselin ve glikoz bulunmuş. Netice: Greyfurt şekerin vücutta eritilmesini desteklediğinden şeker yağa dönüştürülüp vücut tarafından depolanmıyor. Kalp dostu Omega diyeti greyfurt suyu kullanılarak yapılmıştır.
Greyfurtla ilgili bilinmesi gereken başka önemli noktalar da var tabi ki…İlaçla greyfurt suyu içilmemeli.
Tablet olarak alınan ilaçların etkisini artırabilen greyfurt suyunun, bazı durumlarda ölüme bile neden olabileceği belirtildi

Fasulye Piyazi - Yemek Tarifi

Fasulye Piyazi - Yemek Tarifi
Mutfak: Fransiz Süre: 25
MALZEMELER
Kuru fasulye 1 su bardagi 170 gram

Su 2 su bardagi 400 gram Sogan 1 orta boy 75 gram Tuz 1 ½ tatli kasigi 9 gram Maydanoz 1 demet 60 gram Yesil biber 1 orta boy 15 gram Domates 1 küçük boy



Fasulye Piyazi - Yemek Tarifi
Mutfak: Fransiz Süre: 25
MALZEMELER
Kuru fasulye 1 su bardagi 170 gram


Su 2 su bardagi 400 gram Sogan 1 orta boy 75 gram Tuz 1 ½ tatli kasigi 9 gram Maydanoz 1 demet 60 gram Yesil biber 1 orta boy 15 gram Domates 1 küçük boy 100 gram Kara biber ¼ tatli kasigi 0.5 gram Yumurta 1 adet 50 gram Zeytinyagi 4 yemek kasigi 40 gram Limon suyu 3 yemek kasigi 30 gram
YAPILIŞ TARİFİ
Fasulyeyi yika, 2 su bardagi su ile bir gün önceden islat, yumusayip, suyunu çekene degin 35-40 dakika pisir. Sogani soy, yika, yarim daire seklinde ince ince dogra, ½ tatli kasigi tuz ile ovarak yumusat. Diger sebzeleri yika. Maydanozu ayikla, yesil biberin sap ve çekirdeklerini ayir, her ikisini de ince ince kiy. Domatesi 1 santimetreküp irilikte dogra. Fasulyeyi ve kara biberi sebzelere ekle, karistir, servis tabagina koy. Diger yanda yumurtayi hasla. Kabuklarini soy ve böl. Yaga, limon suyu ve kalan tuzu ekle, iyice çirp, salatanin üzerine gezdir, yumurta ve zeytinle süsle.





Ellerinize Sağlık ve Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

Depresyon ve Evlilik Sorunlari

Depresyon ve Evlilik Sorunları

Diğer tüm hastalıklar gibi, depresyon da sadece hastanın değil, aile üye­lerinin de yaşamını etkiler. Biz, depresyonun, evlilik üzerindeki zor­layıcı etkilerini ve eşlerin bir tanı konmadan önce belirtilerle



Depresyon ve Evlilik Sorunları


Diğer tüm hastalıklar gibi, depresyon da sadece hastanın değil, aile üye­lerinin de yaşamını etkiler. Biz, depresyonun, evlilik üzerindeki zor­layıcı etkilerini ve eşlerin bir tanı konmadan önce belirtilerle tipik olarak nasıl başa çıktıklannı inceleyeceğiz. Sevilen bir kişinin depresyonunu ele alma ile ilgili, özkıyım tehdidiyle başa çıkma da dahil, üretken yollar sunulacaktır. Depresyonlu bir kişinin yardım almaya karşı direnç gösterdiği ya da reddettiği zaman ne yapılması gerektiğiyle ilgili zor sorun da ele alınmıştır.


Majör Depresyon ve Evlilik


Fred, 40 yaşında, evli ve üç çocuklu bir erkekti. Arkadaşları ve ailesi ta­rafından yumuşak sesli ve kibar bir kişi olarak bilinirdi. Bir devlet kurumunda süpervizördü. Altı hafta önce mesleğinde büyük bir başarısızlık yaşamıştı. Ken­disine verileceğini düşündüğü bir idari görevi kaçırmıştı. Bu terfi ve onun ge­tireceği maaş artışını bir ipotek olarak nitelendiriyordu. Kötü haberden sonraki ilk birkaç hafta boyunca farkedilir şekilde endişeliydi. Melankoliye kapılmış ve uyuma güçlüğü çekmeye başlamıştı. Bununla birlikte, hiçbir klinik depresyon belirtisi yoktu. Ailesi ve arkadaşları kendisine karşı anlayışlı davranıyorlardı. Terfinin Fred için ne kadar anlam taşıdığını biliyorlardı. Fred de gördüğü des­teğe kadirşinas yaklaşıyordu. Bu sayede bir süre bile olsa kendisini daha iyi his­setmişti.


Fakat yaklaşık iki hafta sonra kendisini yine kötü hissetmeye başladı. Artık kendisine söylenebilecek hiçbir şey onu mutlu etmeyecek gibiydi. Bu du­rumdan rahatsız oldu ve yardım istiyormuş gibi görünmeye başladı. Kimseye karşı kadirbilmez görünmek istemiyordu.
Son birkaç haftadır kendisini çok yorgun hissediyordu. Bir an önce yat­maya can atıyordu. Bu durum karısını şaşırttı, çünkü Fred hiçbir zaman yatma konusunda böyle davranmazdı. Fred uyuyabiliyordu fakat bir süre sonra ge­celeri kısa sürelerle uyanmaya ve sabahları kendisini dinlenmiş hissetmemeye başladı. İş konusunda yapmış olduğu hataları kafasına takmaya başladı. Ken­disinden şüphe eder hale gelmişti. Sinirleniyor, çocuklarını eleştiriyordu.


Başkalarına yardım etmeye istekli olduğundan dolayı Fred’i seven ailesi ve arkadaşları ona karşı sabırlı kalmayı becerebiliyorlardı. Gelecekte yine başarılı olacağı konusunda ona güven verdiler. Fakat Fred geçmişte yaptığı hatalar, işi­nin ne kadar korkunç olduğu ve geleceğin ne denli kasvetli olduğu konularında derin derin düşünmeyi sürdürüyordu. İşine uygun biri olup olmadığı konusunda şüphe duymaya başladı. Karısı artık Fred’de gördüğü kasvete tahammül ede­mez hale gelmişti. Bunu doğrudan ifade etmiyordu; bir yandan ona üzülüyor ve acı çektiğini görebiliyordu. Fred’in arkadaşları, tüm ilgilerine rağmen onu neşelendiremedikleri için çevresinde olmaktan rahatsızlık duymaya başladılar. Herkes Fred’in neden kendisine işkence yaptığını merak etmeye başlamıştı.


Hastalık ilerledikçe aile bireyleri depresif adamın bitmeyen kasvetinden, sinirliliğinden ve olumsuz tavırlarından yorulmaya başlarlar. Arkadaşlann ve ailenin aldığı hiçbir önlem işe yaramaz. Bu durum onlarda çaresizlik ve düş kırıklığı duygusu uyandırır. Aile bireyleri ve arkadaşları öfkelenmeye ve sa­bırsızlanmaya başlarlar. Depresif kişi onlar için bir sıkıntı haline gelir. Bu on­larda çatışma durumu yaratabilir çünkü bir yandan da yardımcı olmak isterler.
Bazıları kişiden uzaklaşarak tahammülsüzlük ve sıkıntılarını gösterirler. Bazıları ise tam tersini yapıp zamanlarının çok büyük bir bölümünü depresif kişiyi dinlemeye ve ona yardım etmeyi denemeye ayırır. Bazıları sıkıntılarını gizli biçimde atmaya başlarlar.


Eşi, Fred’le sorunları hakkında konuştuğunda sesinin tonu değişmeye baş­ladı. Tahammülsüzlüğü farkedilir bir düzeye gelmişti. Fred’i “geçmişi geride bırak”, “yaşamaya bak” ve ” bir işin olduğu için şükretmelisin” şeklinde sözlerle dürtüklemeye başladı. Fred kendini incinmiş, öfkeli ve yanlış anlaşılmış his­sediyordu. Fred’in içinde bulunduğu aksiliği merak edip sorgulayan arkadaşları artık konudan uzak durmaya başlamışlardı.


Fred’in ailesi ve arkadaşlarıyla olma isteği giderek azalıyordu. Artık ken­disinde iyi görünmeye çalışma sabrı ve enerjisini bulamıyordu. Ona göre hiç kimse sorununu anlamıyor ve gereken ilgiyi göstermiyordu. O da kimseye yük olmak istemiyordu. Bunları kendine saklarsa herkes için daha iyi olacağını dü­şünüyordu.


İşte giderek daha fazla sinirli ve az üretken hale geliyordu. Fred’in politik nedenlerle yöneticilik pozisyonunu kaybettiğini düşünen hemen onun bir üs­tündeki yönetici son dönemlere kadar ona sempati beslemeyi sürdürmüştü. Ancak bir gün Fred’i kenara çekip “kendine gel”mesini söyledi. Amiri Fred’e çalışmasının giderek kötüleştiğini ve sürekli öfkesi burnunda ortalıkta do­laşmasının hiç de iyi olmayacağını söyledi. Fred kendini berbat hissetti. Eve gidip karısına, işini kaybedebileceğinden korktuğunu söyledi. Eşi son za­manlarda Fred’in çevresindeki herkesi üzmedikçe mutlu olmamaya başladığını düşündü. Fred’in amirine de sempati duydu, çünkü Fred son zamanlarda evle ve çocuklarla da ilgilenmiyordu.


Depresyonlu kişi ve ailesi bu noktada aşağı doğru giden bir sarmala ya­kalanabilirler. Depresyonlu kişi böylesine yük olmanın suçluluğu ile kendisini kimsenin anlamamasından kaynaklanan kırgınlık duygusu arasında gidip gelir. Diğerlerinin o olmadan daha rahat edeceğini düşünmeye başlayabilir.





Bir kişinin depresyonu derinleştikçe insanların yaptığı önerileri sinirli ya­nıtlarla karşılayabilir. Öneriler “Artık sesini kes, bıktım” demenin dolaylı bir yoludur. Aile depresyonlu kişinin sorunlarını kolayca kafasından atamadığını öğrenirse bu sarmal tersine dönebilir. Kendisini ve çevresindekileri kasten mutsuz etmemektedir. Öfkesini dolaylı yollardan ifade ediyor olabilir ancak bu onun hastalığının bir sonucudur. Bastırılmış öfkesi depresyonun nedeni değildir.
Sonuçta bir kişi ağır depresyona girdiğinde olayla ilgili herkese birşeyler yanlış gidiyormuş gibi gelir. Bu olgularda tıbbi yardım arandığında, aileye ki­şinin hasta olduğu söylenir. Bu kabul görürse hasta ve aile tedaviye baş­layabilir. Hasta olmak kişinin sorumluluklarının bazılarını ya da pek çoğunu bırakmasına ve bir süre kendisi olmamasına izin verir. Hastalık çok uzun sür­medikçe ve hasta daha iyi olmak için mücadele ettikçe aile giderek daha hoş­görülü hale gelecektir. Hekimin kendilerine söylediği şeylerin gerçek olduğu konusunda şüpheleri olabilir ancak en azından bir süre daha sabırlı olmaya çalışacaklardır. Fakat hastalık çok uzun sürerse veya depresyonlu kişi tıbbi önerilere uymuyor ve iyileşmek için çok az güç harcıyorsa belirgin bir öfke ve gerginlik oluşmaya başlayacaktır.


Bipolar 1 Bozukluk ve Evlilik


Bipolar hastalığın evlilik üzerine özel bir yıkıcı etkisi vardır. Lityumun kul­lanılmadığı dönemlerde yapılan bir çalışma manik hastalarda boşanma sık­lığının depresyonlulara göre yedi kat daha fazla olduğunu göstermiştir. Manik depresif hastalığın manik dönemi kişileri talepkâr, eleştirel ve yakınmacı hale getirir. Onların kırıcı şeyler söylemelerine ve yapmalarına neden olur. Manik depresif hastalık, hastaların ailelerinin karşılayamayacağı kadar fazla para harcamalarına, yargılama bozukluklarına bağlı olarak iş kaybına, alkol ve madde kullanımına, rasgele cinsel ilişkilere girmelerine ve yasal sorunlara neden olur. Gerçek dünyaya geri döndüklerinde çaresiz bir depresyona gi­rerler ve bu da eşleri ve aileleri onlara bakmaya ve parçalarını toplamaya zo­runlu kılabilir. Bunların tümü, oldukça fazla öfkeye neden olur. Sakin kalmak ve yaşamınızı mahveden birine yardım etmeyi istemek zordur. Manik hasta eşinin kendisiyle yeterince ilgilenmediğinden yakınarak işleri daha da kötü ya­pacaktır.


Bu durumdaki eşler sıklıkla çıldırma noktasına ulaşırlar. Tipik olarak öfkeli ve kırgın hissettikleri halde soğuk ve mesafeli olmaktan dolayı suçluluk da du­yarlar. Sıklıkla yumurta kabuklarının üzerinde yürüyorlarmış duygusuna sa­hiptirler ve manik hastada bir öfke patlamasına neden olacak bir şey söy­lemekten ya da yapmaktan kaçınırlar. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar öfke patlamaları olur. Evliliği sürdürürlerse öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırılan bir durum ortaya çıkar. Bastırılmış, pasif ve geri çekilmiş bir hale gelirler. Çok İddiasız olurlar. Depresyon belirtileri ortaya çıkabilir.


Evliliklerini sürdüren manik hasta ve eşi sıklıkla aşırı derecede grift bir iliş­ki içine girer ve kısmen bireysel kimliklerini kaybederler. Manik hastanın eşi kendi yaşamını sürdürme özgürlüğü olmadığını hisseder. Bu durum manik eşi tehdit eder. Ayrılma bunaltısı ve terkedilmeye karşı tepkisel bir öfke ortaya çıkar. Bazen manik-depresif hasta tehditkâr ya da özkıyıma eğilimli hale ge­lebilir. Eş, bu olasılıklardan dolayı çok endişeye kapılır veya manik hastanın dengede kalmasından kendisini çok fazla sorumlu hisseder, böylece ilişkiye hapsolup kalır. Çocukları varsa, eşin parası ve gidecek yeri yoksa, bu esaret daha da artar. İlişki tek yönlü bir hale dönmüş gibi görünse de manik has­tanın eşi birinin kendisine bağımlı olmasından zevk alabilir. Bu ayrıca eşin kendi bağımlılık gereksinimlerini inkâr etmesi ve bunlardan kaçınmasına neden olur ve depresif eğilimleri var ise bilinçdışı eleştirilme ve ce­zalandırılma gereksinimlerini karşılar. Bu, hem hastaya, hem de eşe yardımcı olacaktır.


Eş için tedavideki bazı önemli hedefler şunlardır:


Manik bir hastanın eşi manik hastayla birlikte tedaviye katılmalıdır.
1. Bipolar hastalık ve belirtileri hakkında bilgi edinmek. Bipolar hastanın eşi ve yakınları için psiko-eğitim önemlidir. Hastanın manik ve depresif özelliklerinin istem dışı olabileceğini öğrenmek ailedeki gerginliği azaltabilir. Hastanın sorunlarıyla aralarına duy­gusal bir mesafe koyabilmek bu sorunlarla başetme konusunda ai­leye yardımcı olabilir. Sorunlar kişisel saldırı ya da istemli davranış bozukluklan olarak görülmediği sürece daha kolay ele alınabilir.
2. Çok fazla duygusal karmaşa yaratmadan kendinizi öne sür­meyi, korumayı ue manik kişinin davranışlarına sınır koymayı öğrenmek. Manik hastanın davranışlarının bilinçli olarak se­çilmediğini anlamış olmak bunları hoşgörüyle karşılayacağınız an­lamına gelmez.
Pek çok eş ve akraba bir manikle başa çıkmanın sadece iki yo­lunu biliyor gibi durmaktadır: Ya yumurta kabuklarının üzerinde yürürler, yani huzuru korumak için hiçbir şey söylemez ve uy­gunsuz davranışları hoş görürler ya da bir çatışma içine girerler. Kendinizi korumadan ya da manik hastayı hatalı olduğuna ikna et­meye çalışmadan bir şeyi savunmayı öğrenmek önemlidir. Ör­neğin, bir kadın manik durumdaki kocasının aşırt öfkesi veya eleş­tirilerinin kurbanı olduğunu hissettiğinde tartışmayı sona erdirmelidir. Kişinin hareketlerine göz yummayacağını söy­leyebilir. Oradan uzaklaşabilir ya da evden ayrılabilir. Bu kendini açıklamaya çalışmaktan, öfkeye kapılmaktan ya da karşı eleştiriler ve küçümseyici sözler söylemekten daha iyidir.
3. Kendiniz için bir savunma sistemi geliştirmek. Pek çok çelişkili duyguyla paramparça olacaksınız - öfke, uzaklaşma isteğine bağlı duyulan suçluluk, çaresizlik, korku ve endişe. Sizin yaşamakta ol­duğunuz duygusal karmaşayı daha önce yaşamış olan kişilerin an­layış ve desteğine gereksiniminiz olabilir.
4. Eşin manik ve depresif ataklarıyla nasıl başedeceğinizin far­kına varmak. Eşinizin hastalığının belirtilerini bilin. Kriz anında daha iyi işlev görmenize yardımcı olacaktır.
5. Başka doyum alanları yaratmak. Sizin için evliliğiniz dışında da bir yaşam sürmeye hakkınız olduğu konusunda ısrar etmek önemli olacaktır. Bunu yapmazsanız, yaşayacağınız içerleme duygusu iliş­kinizi daha da aşındıracaktır.